Manevi tazminata karar verilebilmesi için, istemde bulunan nişanlının kişisel olarak aşırı bir biçimde zarara uğraması ve ayrıca nişanın bozulmasında hiçbir kusurunun bulunmaması gerekeceği-
Davalı şirkete ait gazetenin ilgili sayılarında, Cumhuriyet Başsavcılığı görevini ifa etmekteyken tutuklanan davacı hakkında, görevi gereği yaptığı soruşturmalara atfen haberler yapıldığı, dava konusu haberlerin bir bütün olarak değerlendirilmesinde; haberin yapıldığı tarihte davacı hakkında herhangi bir suç isnadıyla soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmamış olduğu da dikkate alındığında, davacının görevi gereği yürütmüş olduğu soruşturmalarda yaptığı işlemlerde yasal olmayan yöntemler kullandığı da belirtilmek suretiyle gerçeğe uygun olmayan ithamlarla görevini kötüye kullandığı yönünde intiba uyandırılmak suretiyle hedef gösterildiği, öz ve biçim arasındaki dengenin bozulduğu, basın özgürlüğü sınırlarının aşıldığı ve bu şekilde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği açık olup, dava konusu haberlerin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Nişan bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi - manevi tazminat talepleriyle açılan davalarda, davacı vekilinin temyiz talebi yönünden; F.N.C.'in, M.D.'nın kendisine tecavüz ettiği şeklinde somut bir fiil isnat ederek Mevlit'in kişiliğine ve onuruna zarar verecek şekilde hakarette bulunduğu belirtilerek hakaret eylemi nedeniyle mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bağlayıcı değilse de, ceza dosyası içeriğinden davalı karşı davacının davacı karşı davalıya yönelik hakaret eylemi sabit olduğu ve bu nedenle uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerektiği- Davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; HMK. mad. 26 dikkate alındığında, yatak odası takımının sadece bedelini talep etmiş olmasına karşın, mahkemece bu talebi aşarak hüküm altına aldığı yatak odası takımının aynen iadesine, olmadığı takdirde değerinin tahsiline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Nikah gününün belirlenip, düğün davetiyelerinin dağıtılmasından ve yaşanacak evin tutulmasından sonra nişanın bozulmasının, manevi tazminatı gerektirdiği–
Vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalılara) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) ait olduğundan somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalılara yaptığı dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır; yani havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğünün davacıya ait olacağı-
3. HD. 31.10.2018 T. E: 2017/996, K: 10794-
Manevi tazminat talebi için MK. 121’de öngörülen koşullarının MK. 24 ve BK. 49’dakinden (şimdi; TBK. mad. 58) farklı olmadığı, bu tazminata hükmedilebilmesi için, dâvacının kusursuz olmasının yeterli olduğu, dâvalının kusurlu olup olmamasının önem taşımadığı–
Manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup, mahkemece taraflar lehine karar tarihinde yürürlükte olan ''(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." şeklindeki A.A.Ü.T.'nin 13. maddesinin fıkraları gözetilerek vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerektiği-
Kural olarak; nişanlıya verilen alışılmışın dışındaki (mutad) hediyelerin aynen, mümkün olmaması halinde ise bedelinin iadesine hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.