Davacı-davalı (kadın)'ın evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verileceği-Davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde ise hesaplanacak bedelinin tarafına ödenmesi talebine ilişkin olarak, mahkemece, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalılar tarafından nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açılmış olup, bu davaların bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İki evlilik sebebiyle mutlak butlanla evliliğin iptaline ilişkin davada, hukuku etkilenecek olan davalının eşinin de davaya dahil edilmesi gerekeceği- Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davada, nüfus idaresinin hasım olarak gösterilmesinin gerekmediği-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 83. maddesi kapsamında dernek genel kurul kararlarının iptali istemi-
Evlenmenin iptali davasını Cumhuriyet Savcısı davaname ile açtığı, Cumhuriyet Savcısının davada taraf sıfatı olduğundan duruşmalara katılmasının gerektiği- Evliliğin iptali davasında tarafların ortak çocuklarının evliliğin içinde doğmuş sayılacağı, bu nedenle velayet ve kişisel ilişki hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
MK.nun 152’de öngörülen sürenin «nispî butlanla sakat olan evlenmeler» için geçerli olduğu, «yokluk» ifade eden işlemler için uygulanamayacağı–
Menfi tespit davası-
Tapusu koca adına çıkarılmış olan dairenin satış bedelinin aralarındaki anlaşma uyarınca karı-koca tarafından birlikte ödenmesi halinde, kadının tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile kendi adına tescilini isteyemeyip, sadece tazminat isteyebileceği-
Sözleşmenin taraflarından birisinin “o sözleşmenin ifa olunacağı” hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermesinden ve karşı tarafın da “ sözleşmenin yerine getirileceği” inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmesinden sonra artık «sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğinin» ileri sürülmesinin «hakkın kötüye kullanılması» niteliğini taşıyacağı ve bu savunmanın (iddianın) yasal himayeden yoksun kalacağı –
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.