Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesinin çürümüş sayılacağı, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü de üstleneceği, buna senedin talili dendiği, bu anlamda talilin senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına geldiği, dava konusu bonoda; davalı keşideci-borçlu, davacı ise lehtar-alacaklı olduğu, ihdas nedeni olarak “nakten” kaydı bulunduğu, bu durumda ‘senedin, hizmet nedeniyle verildiğini’ beyan eden, senet üzerindeki ihdas nedenini talil eden davalı tarafın ispat yükünü üzerine aldığı, davalı tarafça ‘senedin nakden değil, hizmet karşılığı verildiği’nin ispatlanması gerektiği-
Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak; kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Yargılama, isticvabına karar verilen tarafın yokluğunda devam etmekte olsa bile, o tarafa isticvap davetiyesi gönderilebileceği- Ç.lan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı- Davacının ... tarihinde 170.000 TL'yi "konut bedeli" açıklaması ile dava dışı A.Ş.'nin banka hesabına yatırdığı ve aynı tarihte sözleşmede 310.000 TL bedelle satıldığı belirtilen A.Ş. adına kayıtlı bağımsız bölümün tapuda davacı adına tescil edildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalıdan haricen devraldığı taşınmaz bedelinin 310,000 TL olduğunu ispat ettiği, davacı adına tescil edilen taşınmaz için yaptığı ödemelerin davalı tarafından kabul edilen kişinin ise anılan sözleşmeyi teyzesi olan davacı nam ve hesabına yapan ve bazı edimleri onun adına ifa eden kişi konumunda olduğu-
Somut olayda takip konusu alacağa ilişkin 10.11.2015 tarihli satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli kabul edilemeyeceği- Bu durumda adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan 10.11.2015 tarihli taşınmaz satım sözleşmesine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ait hükümler de geçersiz olduğundan cezai şarta ilişkin takip konusu alacağın da gerçek bir alacak olduğundan bahsedilemeyeceği- Bu durumda eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescil istemi-
İtirazın iptali davası-
Faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerine kaydından sonra davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerine kaydından sonra TTK'nın 1530/4-a bendi uyarınca 30 gün eklenip bulunan bu tarihten her bir faturanın ödendiği tarihe kadar faiz hesabı yapılmak suretiyle, davacı tarafından hak kazanılan temerrüt faizi tutarının bulunması, TBK'nın 100, 101 ve 102. maddeleri uyarınca mahsup işleminin yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ile davalının iddiasının genişletilmesine muvafakatı verdiğine dair bir beyanı bulunmadığı halde dava dilekçesinde belirtilen talepler aşılarak karar verilemeyeceği- 
Davanın eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açıldığı,HMK mad.114 uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK mad.27 de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğu-Olayda, tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olup tacir olduğu, uyuşmazlığında ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığı için davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevi olduğu, mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davanın TBK. mad. 617 uyarınca akde aykırılık nedeniyle açıldığı gözetildiğinde; delillere ve özellikle davalının bakım savunmasında bulunmuş ise de, bakım borcunu tam olarak yerine getirdiğini kanıtlayamadığı gözetilerek işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı- Şahsın dışında diğer davalılar ön inceleme duruşmasında davayı kabul etmiş olup, dava açılmasına sebep olduklarından ve davayı ön inceleme aşamasında kabul ettiklerinden yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaları gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin davada, davaya konu kazada bir kişinin yaralanmış olmasına göre, cezayı gerektiren fiil 765 Sayılı TCK'nun 102/4 maddesine göre 5 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabi olup kaza nedeni ile açılan ceza davası zamanaşımından düşürülmüş, düşme kararı 10.09.2012 tarihinde kesinleşmiş olmasına karşın ceza davası devam ettiği sürece ceza davasına katılarak şahsi hak talebinde bulunulabileceğinden ceza davası sonuçlanıncaya kadar hukuk mahkemesinde dava açılarak tazminat talebinde bulunulabileceği- Uzamış ceza zamanaşımı süresi olan 5 yıl dolduğu dikkate alınarak davanın zamanaşımından reddi yönünde bir karar vermek gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.