Menfi tespit konulu ilamın Kanun'da yer alan istisnai hükümler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartının aranması gerekeceği-
Bir mahkeme kararının temyiz incelemesi sonucu Yargıtay tarafından bozulması ile o kararın bozulan bölümlerinin ortadan kalkacağı, bozulan ilamın infaz edildiği anlaşılmakta ise de; bozma ilamına uyularak yeniden verilen takibe dayanak ilam ile asıl alacak, vekalet ücreti ve yargılama giderleri artmış olup, bu durumda, borçlu tarafından önceki takip dosyalarında yapılan ödeme tarihi itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, anılan takip dosyalarında ödenen meblağların TBK.100, (BK'nun 84.) maddesine göre mahsubu yapıldıktan sonra, kalan bakiye asıl alacağın son icra takip tarihine kadar yasal faizi hesaplanmak suretiyle takip tarihi itibariyle toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Aynı bononun, bedeli bölünmek sureti ile tarafları aynı farklı icra takiplerine konu edilerek tahsil edilmeyeceği- İlk takip dosyasında kısmi asıl alacak talep eden alacaklımın bono miktarından geriye kalan alacağından vazgeçmiş ya da tahsil etmiş sayılacağı, artık geriye kalan bono miktarını farklı bir kambiyo takibine konu edemeyeceği- Alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak aynı bononun tahsili için bölünerek ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde davacı borçlu tarafa fazladan avukatlık ücreti ve takip masrafları yükletilmesine neden olunmasının da hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- Takip dayanağı senet aslının icra kasasında bulunmasının zorunlu olduğundan ilk takip devam ederken aynı senet aslı ibraz edilmeden yeniden ikinci bir takip başlatılmasının da düşünülemeyeceği-
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 35. maddesi gereğince; kurumun taşınır ve taşınmazları, bankalardaki mevduatları dahil hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği-
Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Tebliğleri gereğince bankaların, uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirmek zorunda oldukları, bildirilen bu oranların bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranları olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebileceği-
Takip dayanağı bononun eski Medeni Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiş olması halinde, kocasının borcuna kefil olmuş olan kadının kefaletinin geçerli olabilmesi için -743 sayılı MK’nun 169. maddesi gereğince- sulh hukuk hakiminin izninin alınmasının zorunlu olduğu—
İİK. nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği; maddeden de anlaşılacağı üzere gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olması olduğu-
Bonoyu elinde bulunduran kimsenin, son ciro beyaz ciro olsa dahi, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılması halinde, 'yetkili hamil' sayılacağı; bonoda ilk cironun lehdara ait olması gerektiği, lehdarın cirosundan sonra senedi devralan hamillerin 'yetkili hamil' sayılacağı-
26.04.2015 tarihli tedbir kararı ile alacağın %15'i oranında teminat karşılığında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş ise de; öngörülen teminat yatırılmadığından takibin durmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, takibin durdurulmadığı dikkate alınarak imza itirazının reddi ile yetinilmesi gerekir iken borçlu aleyhine ayrıca tazminat ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından sunulan itfa belgesi altındaki imzanın alacaklıya gösterilerek “bu imzayı kabul edip etmediği” sorulup, imzayı kabul etmesi halinde “itfa itirazının kabulüne”, imzayı kabul etmemesi halinde ise “itfa itirazının reddine” karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.