İstem sahibi borçlu tarafın şikayetleri borca itiraz niteliğinde olduğundan, İİK.'nun 169/a maddesi uyarınca duruşma açılıp, taraflara diyecekleri varsa delilleri sorularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Vekil aracılığı ile takip edilen işlerde, geçerli bir vekâletname bulunmasının (temsil yetkisi) ve bunun mahkemeye verilmesinin dava şartı olduğu ve yargı mercilerinin davayı taraflar adına takip eden avukatların vekâletnamelerinin ya da yetki belgelerinin varlığını araştırmak durumunda olduğu, Harçlar Yasası’nda yetki belgesi ibrazından harç alınacağına dair bir hüküm getirilmediği gibi vekâletname ve yetki belgesinde vekâlet pulunun mevcudiyetinin dava şartı olduğuna ilişkin de bir hükmün bulunmadığı-
«Keşide yeri»nin (İST), (ANK) şeklinde kısaltılmış olarak gösterilebileceği (yazılabileceği)—
Dava takibe konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğundan, senedin lehtarı olan davalıya karşı da husumetin yöneltilebileceği-
Kiracıya, "örnek, 14 tahliye emri" yerine "örnek: 2 icra emri" gönderilmesi halinde, "takibin iptâline" değil "icra emrinin iptâline" karar verilebileceği–
İpotek akit tablosundaki 'fekki bildirilinceye kadar süre ile geçerli' açıklamasının 'muacceliyet koşulu' olmayıp, 'ipoteğin süresiz olduğunu' gösterdiği- Kural olarak 'alacağın muacceliyetinin bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda' alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapamayacağı-
Davacıların, davalının maliki olduğu aracın karıştığı kazada murislerinin vefat etmesi nedeniyle davalı aleyhine genel mahkemede dava açtığı; davanın niteliği hakkında yanılgıya düşüldüğü, bu dava için tasarrufun iptali davası için aranan şartların aranmadığı, davacının açtığı tazminat davası sonucu beklenerek, davacının talebi doğrultusunda BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup, reşit olan müşterek çocukların birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, borçlunun takip alacaklısı tarafından yapılan takibin iptaline ilişkin isteminin kabulü gerekeceği-
Başvuruda bulunmayan diğer borçlu hakkında yapılan işlemin, muteriz borçlular yönünden bir hüküm ifade etmeyeceği nazara alınarak mahkemece, muterizler vekilinin zamanaşımı itirazının kabul edilerek, İİK.'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 71/son ve 33/a maddeleri gereğince muteriz borçlular yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bononun keşide tarihi itibariyle senedi düzenleyen borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı bono üzerinde tek imza bulunduğuna ilişkin iddianın, İİK'nun 169. ve 169a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğu, somut olayda, muteriz borçlunun, dayanak bonoda ciranta konumunda olup, bu hususu belirterek senedin geçersizliğini ileri süremeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.