Yabancı ülkede düzenlenen vekaletlerin, o ülkenin yetkili makamınca tasdik edilmelerinin yeterli olacağı (ayrıca, diplomasi veya konsolosluk temsilciliklerince tasdiklerine gerek bulunmadığı)–
Kural olarak, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçemeyeceği ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, bu düzenleme asıl borçlu içn getirilmiş olup, kefiller hakkında uygulanmayacağı-
Alacaklı tarafın senet metni ön yüzünde taraflarca belirlendiği iddia olunan tanzim tarihinin sehven Türk Lirası yazılı bölümünün altında yer aldığı, ancak bu tarihin tanzim tarihi olduğu yönündeki iddiasına, senette bu tarihin açıkça tanzim tarihi olduğu belirlenemediğinden itibar edilemeyeceği-
İcra müdürlüğünce, İİK'nun 149. maddesindeki emredici bu hükmüne rağmen asıl borçlu şirket borçlu olarak gösterilmeden, sadece ipotekli taşınmazı satın alan malik şirket hakkında hazırlanan takip talebi ile icra emrine göre takibe başlanması ve takibe devam edilerek satışın yapılması, ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan yasaya aykırı olup, borçlunun usulünce takibe dahil edilmemesi nedeniyle bu hususun takibin her aşamasında, süresiz olarak ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiği, o halde mahkemece; durdurma kararının kaldırılması ile ihale arasında 15 dakika gibi çok kısa bir süre bulunduğundan, bu hususun talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun ve zorunlu takip arkadaşlığına uygun olarak başlatılmayan takipte satış yapılmasının yasaya aykırı olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taraflara banka adlarını bildirmesi için süre ve imkan tanınarak, tarafların bildireceği bankaların genel müdürlüğüne yazı yazılarak yukarıda bildirilen ilkeler ışığında faiz oranları getirtilip dosya içine konulduktan sonra, takip konusu asıl alacak kalemlerinin net miktarlarının gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak belirlenmesi, yine belirlenen bu net miktarlar üzerinden ilama uygun bir şekilde dayanak ilamda en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline hükmedilen alacak için bildirilen banka faizleri, diğer kalemler için yasal faizler uygulanarak istenebilecek faiz miktarlarının da tespit edilmesi ve buna göre icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekçesiyle hükmün bozulması gerekeceği-
Mahkemeye yapılan borca itiraza ilişkin talebin incelenmesi sırasında yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip icra dosyası başka bir icra müdürlüğüne gönderilmiş olduğundan, o icra dairesinde muteriz borçlu yönünden derdest bir icra takibi bulunmamakta olup, mahkemece, borçlunun borca itirazının konusu kalmadığından reddine karar verilmesi gerektiği-
Geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak haciz uygulanmasında yasaya aykırılık olmayıp, sonradan mahkemesince verilen açıklamanın, ihtiyati hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı gibi, bu tarihten önce konulmuş ihtiyati hacizleri de etkilemeyeceği-
Hakkında yapılan takip kesinleşmeden (kendisine icra emri tebliğ edilmeden) önce icra kefilinin muvafakatı geçerli olmayacağından, bu muvafakat üzerine yapılan maaş haczinin de sonuç doğurmayacağı (icra kefilinin, icra emri tebliğinden ve sürelerden feragat etmiş olsa bile, takip kesinleşmeden kefilin maaşına haciz konulamayacağı)-
Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin, kollektif rehin, müşterek rehin veya birlikte rehin denileceği ve bu rehinin amacının, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile tahsil edilmesi olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklerin; toplu ipotek olması nedeniyle, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerektiği-
«Kefilin kefaletinin sulh hakimi tarafından tasdik edilmemiş olması» nedeniyle takibin iptali halinde -yapılan başvurunun hukuki niteliği «borca itiraz» olmayıp «şikayet» olduğundan- ayrıca alacaklı aleyhine % 40 -şimdi; % 20- tazminata da hükmedilemeyeceği—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.