Müstakil faiz alacağı için icra takibi yapılamasa da alacağın ilama dayalı olması halinde faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından, alacaklı, 'fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmasa' bile zamanaşımı süresinin dolmasına kadar ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağını her zaman talep edebileceği-
TTK’nun 615. maddesine aykırı olarak, «tanzim tarihinden önceki» bir vade tarihini taşıyan senede dayalı takibin -bu senet «bono» niteliği taşımadığından- icra mahkemesince iptaline karar verilmesi gerekeceği—
Kollektif şirketin borçlarından, birinci derecede şirket sorumlu olup şirket hakkında yapılan takip semeresiz kalmadan veya şirket herhangi bir sebeple sona ermeden kollektif şirket ortağı hakkında takip yapılamayacağı, bu durumda; kollektif şirket ortağı hakkında takip yapabilmek için takip şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekeceğinden bu hususa ilişkin başvurunun süresiz şikayete tabi olup işin esasının incelenmesi gerektiği-
İlam taşınmazın aynı ile ilgili, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratacak hüküm içermediğinden ve anılan madde kapsamında kalmadığından, icrası için kesinleşmesi şartının bulunmadığı-
İİK'nun 32 ve devamı maddelerinde icra emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliği yönünde yasal bir düzenlemenin olmadığı-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde borçlunun temerrüde düşüp düşmediği alacağın muaccel olup olmadığı ne kadar miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti Tüketici Yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceğinden İİK'nun 68/b ve 150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı bulmayacağı-
Davalı borçlunun, üçüncü kişi tarafından bonoya dayalı başlatılan icra takibinde, "sürelerden feragat ediyorum, tüm maaşım üzerine haciz konulmasına muvafakat ediyorum" şeklinde beyan vermediği, üçüncü kişi alacaklının takiple ilgili araştırma yaparak borçlunun maaşlına haciz koyduğu görüldüğünden, muvazaalı olarak yapıldığı iddia edilen maaş haczinin iptaline ilişkin davanın reddi gerektiği-
Takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı, İİK.67 vd. uyarınca açılan itirazın iptali davaları yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan, ispat külfetiyle ilgili kuralların itirazın iptali davasında da geçerli olduğu-
Açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, alacaklının bonoyu tedavüle çıkarırken tanzim tarihini doldurabileceği, borçlunun bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını bir belge ile kanıtlaması gerektiği- Bonoların, tahrifatsız hali ile tanzim tarihinde keşidecinin ölü olmasının, bononun niteliğine etkili olmayacağı ve bu durumda, kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Noter aracılığı ile gönderilen hesap özetine borçluların sekiz günlük süre içinde itiraz etmedikleri anlaşıldığından, ihtarnamedeki yazılı asıl alacak miktarı kesinleşmiş olup, borçluların kesinleşen miktara itiraz edemeyecekleri, ancak, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden temerrüt tarihine kadar talep edilen akdi faize ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar talep edilen temerrüt faizine itiraz haklarının olduğu- Mahkemece, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki miktar esas alınarak akdi faiz ve temerrüt faizi hesaplanıp, alacaklının da kabulünde olan 40.000,00 TL'lik ödeme, İİK'nun 33. maddesi kapsamında değerlendirilerek mahsup edilmeli, ihtarname ile tebliğ edilmediğinden kesinleşmemiş olan 33.780,00 TL'lik alacak yönünden de değerlendirme yapılarak, takip tarihi itibariyle alacak miktarı bu şekilde belirlendikten sonra talep edilen fazla alacak miktarı varsa, bu kısım yönünden takibin iptaline, aksi halde şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.