İhtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davalarında ‘kusursuz sorumluluk’ esası söz konusu olduğundan, davalı alacaklının kötü niyetli olup olmamasının sonuca etkili olmayacağı–
Her ne kadar mahkemece, davacıya imza incelemesine esas belge asıllarını ibraz etmesi ya da bulundukları yerin bildirilmesi hususunda kesin süre verilmiş ise de kambiyo senedindeki imzanın keşideciye ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmekte olduğu- Bu durumda davacıya verilen kesin sürenin icapsız davet niteliğinde olmakla yerinde olmadığı- Mahkemece, bonoda yer alan imzanın inkarı halinde 6100 sayılı HMK'nin 211. maddesinde belirtilen yöntem incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takibin iptali talebine ve zaman aşımı itirazı talebine ilişkin somut uyuşmazlıkta; bononun ıslak imza ile imzalanmaması, kaşe imza ile imzalanması halinde kaşe basılan belgenin kambiyo vasfında sayılamayacağı ve alacaklının bono vasfında olmayan belge ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapamayacağına göre ilk derece mahkemesince İİK’nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olacağı-
Kefalet sözleşmesinin geçerliği bakımından eşin rızasının aranması yönündeki düzenlemenin aval veren hakkında uygulanamayacağı-
Bir kira döneminde alacaklının ilamın infazını istemesi gerekirken, bu süre aşılarak, icra dosyasından tahliye isteyemeyeceği, zira bu süreden sonra kira akdinin yenilendiğinin kabulü gerekeceği-
Senedin ön (veya; arka) yüzünde yazılı olan «işbu senet teminat senedi olarak düzenlenmiş olup üçüncü şahıslara ciro edilemez» kaydının senedin kambiyo senedi olma niteliğini değiştirmeyeceği-
Takibin 27.05.2016 tarihinde başlatıldığı, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde geçen "Borç İbra Protokolü" başlıklı belgenin ise 29.09.2016 tarihinde takipten sonra düzenlendiği, bu nedenle takipten sonra düzenlenen bu belgenin borca itiraz tarihi itibari ile var olmadığı, takibin kesinleşmesinden sonraki itfa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalılar arasındaki dava konusu senetlerin gerçek bir borcu içermediği muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu senetler ile bu senetlere yönelik yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, aidat alacağına dayalı olarak adi kiraya ve hasılat kiralarına ait yolla takip yapılamayacağına yönelik iddiasının şikayet niteliğinde olduğu- Maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasının, taraflar yönünden usuli kazanılmış hak doğurmayacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, hükme esas alınan raporlar arasında çelişki doğduğundan ve davacı tarafça hükme esas alınan bilirkişi raporuna itiraz edilerek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edildiğinden uyuşmazlığın çözümlenmesi yönünden sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden imza incelemesi konusunda ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.