Davalı, azil ile geçersiz hale gelen vekaletnameyi onaylattırmak sureti ile muris lehine olan ipoteği terkin ederek, aynı gün kendisi lehine ipotek tesis ettiğinden, ipotek terkin edilirken de ipotek borcunun ödendiği belirtildiğinden, davalı, muris babasının isteği üzerine, bedeli ödenen ipotek kayıtlarını kaldırdığını savunduğundan, bu halde; mahkemenin kabulünün aksine, ispat yükü davalıda olup ipotek bedelinin tahsil edildiğinin davalının kanıtlaması gerektiği-Davalının savunmasına ve tanık beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, zararın kapsamının belirlenmesinin ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması için kararın bozulmasının gerekeceği-
Alacağın aslı için yapılan takip sırasında «faiz» istenmemiş olması halinde, asıl alacak tahsil edilinceye kadar, faizin ayrı bir takip konusu yapılamayacağı–
İcra dosyasındaki borca mahsuben yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan düşülmesi gerekeceği, bunun için alacaklının talepte bulunmasına gerek bulunmadığı-
Takibe konu edilen bononun lehtarı ile keşidecisi arasında düzenlenen faktoring şirketinin müşterisinden teminat niteliğinde kıymetli evrak alabileceği düzenlendiği, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebileceği-
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe konu yediemin ücretine ilişkin itirazın "borca itiraz" niteliğinde olduğu ve buna yönelik başvurunun icra dairesine yapılması gerektiği-
Borçlunun mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşacağı, bu itibarla konkordatonun, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getireceği, bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesinin belirleyeceği, bu açıklamalara göre borçlunun, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukuki statüye kavuşacağı, bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçların da konkordatoya tâbi olacağı-
Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
İhale kesinleşmeden İİK’nun 135. maddesine göre taşınmazda oturan kişiye tahliye emri gönderilemeyeceği- İhale yapıldıktan sonra takibin iptal edilmesinin, kesinleşen ihalenin hüküm ve sonuçları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.