5393 Sayılı Yasa'nın 15. maddesinin '' Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez '' hükmünü taşıdığı, yargılama sırasında haciz konulan hesaplar borçluya açıklattırılıp ilgili ekstreler celp edilip gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile hesapların anılan madde kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bir başka dosyada alınan rapor esas alınarak verilen kararın doğru olmadığı-
Bonodaki vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde, senedin bono niteliğini yitireceği; senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olması halinde, senedin tahrifattan önceki vade tarihine itibar edileceği- 1990 tarihinde "400.000" TL bedel üzerinden düzenlenen senedin, para biriminde yapılan değişiklik nedeniyle aynı bedel üzerinden takibe konulmasının mümkün olmadığı; alacaklının senetten dolayı isteyebileceği alacak miktarı "0,40" TL'. olduğu-
Bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imzanın aval olarak değerlendirileceği- Takip dayanağı bonolarda dört adet imzadan aynı olan ikisinin kaşe üzerinde, diğer farklı olan imzanın ise şirket kaşesi dışında açığa atıldığı görüldüğünden, açığa atılmış olan imza sahibinin şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Takip konusu senedin düzenlenme yerinin “D. Beyazıt” olduğu, bu hali ile düzenlenme yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta yer almadığı görüldüğünden, düzenlenme yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfının bulunmadığı-
Hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen raporda, borçlu imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği ve bu durumda, İİK. 170/3 hükmü gereğince imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, başvurunun niteliği de gözetilerek İİK'nun 169/a-1 maddesi gereğince mutlaka duruşma açılması ve itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerekeceği, dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemeyeceği- Borca itirazın kabulü halinde takibin "durmasına" karar verilmesi gerekirken, "iptaline" hükmolunmasının doğru olmadığı-
Yargılama gideri dışındaki .. TL alacak yönünden şikayetin kabulü ile icra emrinin bu kalem alacak yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği-
Taleple bağlılık ilkesi gereği borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Bononun teminat senedi olduğu gerekçesi ile takibin takibin iptali yönünde hüküm tesis etmesinin isabetsiz olduğu-
12. HD. 07.12.2021 T. E: 10906, K: 11100-
İhtiyati haciz sırasındaki kefaletin -asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe- geçerli olup, «ilam niteliğinde» olduğu–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.