Borçlunun “borca itirazı” üzerine icra mahkemesince takip muvakkaten durdurulmuş ise itirazın reddi halinde borçlu aleyhine takip konusu alacağın % 40’dan (şimdi; %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilebileceği (takip muvakkaten durdurulmamışsa böyle bir tazminata hükmedilemeyeceği)-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Takip konusu düzeltilerek onama ilamında belirtilen 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesini değiştiren 6459 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince işletilen kanuni faiz alacağı ayrıca istenebilir ise de bu alacağa faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı- Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmekte olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine, 6459 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca işletilen bu faiz alacağının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının fer'i niteliğinde olduğu, asıl alacağa bağlı bu kalemin takibe konu edilmesi halinde, icra vekalet ücreti hesaplamasının AAÜT uyarınca maktu olarak tayini gerektiği gibi, tahsil harcının da maktu alınması gerekeceği- Mahkemece, gerektiğinde yeniden bilirkişiden ek rapor alınarak, 14.05.2012 tarihi ile 06.09.2012 tarihi arası faiz alacağı istenebileceği göz önünde bulundurularak ve borçlunun icra emrinin tebliğinden 2 gün sonra yaptığı ödeme dikkate alınarak bakiye alacağın bulunup bulunmadığı konusunda İİK 17/1 maddesine uygun Yargıtay denetimine elverişli bir hesaplama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamın boşanma hükmü yönünden kesinleştiği, ilamın aslı ve ferilerinin icra edilebileceği nazara alınarak şikayetin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-
Çekin hem zamanaşımına uğramış olması ve hem de ibraz süresi geçirildikten sonra bankaya ibraz edilmiş olması halinde, öncelikle «ibraz süresi geçirildiği için, hamilin müracaat hakkını kaybetmiş olması nedeniyle» takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği—
Aalacaklı tarafından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra, icra takibine geçildiği ve şikayete konu takibin ihtiyati tedbir kararından sonra başlatıldığı anlaşıldığından, mahkemece Ticaret Mahkemesi'nin iflasın ertelenmesi davasında verdiği ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda şikayetçi borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.