Kiralayan tarafından kiracı aleyhine açılan erken tahliye nedeniyle mahrum kalınan kira parasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, kira sözleşmesi kira süresi dolmadan kiracı tarafından haksız yere feshedildiğine göre kiracı kural olarak dönem sonuna kadarki kiralardan sorumlu gözükmekte ise de kiralayanın da, kendi üzerine düşen görevi yapması, kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi gerektiği (TBK. mad. 114 ve 52 )- Davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret gözükse de kira sözleşmesinin 9.maddesinde tarafların bir aylık feshi ihbar süresi getirerek bu süreyi bir ay olarak kararlaştırdıkları ve 1 aylık feshi ihbar süresinin makul süre olarak kabulünün gerektiği-
İlk hüküm kurulurken davanın kabulüne karar verilmişken, direnme hükmü sırasında davanın reddine karar verilmiş olmakla, yeni bir hüküm oluşturulduğu, bu sebeple kurulan bu yeni hükmün incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde dayandığı, Yargıtay tarafından onanan ............ İcra Müdürlüğü'nün ............. E. Sayılı takip dosyasında alacaklılarca talep edilen kira bedelinin, Haziran-Temmuz 2017 kira dönemine ilişkin olup, işbu takip dosyası ile istenen dönemlerden sonrasına ait olduğu ve emsal alınamayacağı anlaşıldığından, kiracının kabul ettiği aylık kira bedeli üzerinden hesap yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil isteği-
Davalı taraf, takibe konu aylara ait kira bedellerini ödediğini kanıtlayamadığından itirazın kaldırılmasına karar verildiğine ve takibe konu 3 aylık kira talebin likit karşılığı 3.600 TL olduğuna göre, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de ödeme emrindeki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün olmadığından temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emrinin tahliye isteği yönünden hukuki sonuç doğurmayacağı gözönüne alınarak tahliye isteminin reddine ve alacak yönünden ise tek başına dava açan davacının hissesine düşen alacak miktarı tespit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için talebin haksız olmasının yanında takibin kötüniyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekeceği-
Davada, tapu iptali ve tescil, karşı dava ile de elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istendiği, kayıt malikinin, mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılmasının gerekeceği, çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesi uyarınca, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanaklarının olmadığı ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen 3. kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanmasının mümkün olduğu-
'Kira ilişkisinin karşılıklı anlaşma ile feshedildiği (taşınmazın tahliye edildiği)'ne ilişkin itirazın borçlu-kiracı tarafından İİK'nun 269c maddesinde yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, kiracının kira borcundan sorumluluğunun devam edeceği
Tahliye talebinden sonra, kiralayan tarafından kiraya mahksuben alınan bir aylık kira parasının, "akdin yenilendiğini" ifade etmeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.