Davalının takibe dayanak yapılan kira sözleşmesindeki imzayı açık ve kesin olarak inkar etmediğinden İİK.'nun 269/2. maddesi uyarınca sözleşmeyi kabul etmiş sayılacağı, ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da karşı çıkmadığından bu miktar borcu ödediğini kanıtlaması gerekeceği-
Sözleşmeye göre takip konusu Nisan ayının kira bedelinin, ay sonunda ödeneceğinden takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmadığı, bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
1086 sayılı H.U.M.K’nun 288.’nci maddesi(6100 sayılı HMK'nun 200.maddesi) gereğince davacı iddiasını ancak kesin delillerle kanıtlayabileceği-
Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş ise de, borç likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği, takibe konu alacak miktarına itiraz edilmediğinden takibin miktar yönünden kesinleştiği, davacı alacaklının icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
8. HD. 10.02.2016 T. E: 2014/16172, K: 2132-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu-
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette, çarpıcı, adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse, tarafların artık o akitle bağlı tutulmayacağı, değişen bu koşullar karşısında MK. 2. maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkanının hasıl olacağı - Sözleşmedeki intibak boşluğunun hak ve nesafet, doğruluk, dürüstlük kuralları ışığında yasa boşluğunda olduğu gibi MK. md. 1’deki yetki kullanılarak doğrudan kendisinin yaratıp takdir ettiği bir kuralla hakim tarafından doldurulması gerekeceği–
Daha önce dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla istem konusu yapılmasına yasal açıdan olanağın olmadığı- Davacı alacaklının tahliye olan ilk davasına, "itirazın kaldırılması" davasını ıslah yoluyla ekleyemeyeceği-
Kiracılık ilişkisini ve kira borcunu kabul etmeyen borçlunun itirazı üzerine açılan davacı alacaklının İİK'nın 68. maddesi gereğince itirazın kaldırılması talebinin, taraflar arasında düzenlenmiş imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanmadığından alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.