Borçlunun elinde bulunan bir malın haczedilmesi sırasında, “haczedilen malın 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında bulunan finansal kiralama konusu mal olduğu”nun kiralayan/kiracı (borçlu) tarafından ileri sürülmesinin “istihkak iddiası” olmadığı -
İş bölümü yönünden görevsizlik kararının re'sen verilip dosyanın görevli hukuk dairesine gönderileceği-
Davalı ....... aleyhine açılan maddi tazminat istemli davada, mahkemece birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davada taraf sıfatı bulunmayan davalı ......... aleyhine de yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasında açılan menfi tespit davasında, davalı tarafa usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı öncelikle taraf teşkili sağlanması gerekeceği-
Borçlunun üçüncü kişi nezdinde ilerde doğması muhtemel alacaklarının haczi, İİK. m.78 uyarınca gönderilecek olan haciz müzekkeresi ile mümkün ise de, finansal kiralama ilişkilerinde kiralayan sıfatı bulunan kişiye haciz müzekkeresi gönderilemeyeceği-
Mahkemece “davacı şirketin kanuna aykırı yönetildiği dönemde, yetkililerinin ve işlemlerinin geçersiz olduğu, genel kurul kararlarının da iptal edilip kesinleşmesine istinaden dava konusu satış işleminin geçersiz ve Finansal Kiralama Kanunu ile Finansal Kiralama Sözleşmesi’ne aykırı olması nedeniyle de iptal edilmesi gerektiği” şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de hüküm fıkrasında “davacının davasının reddine ” şeklinde karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki çelişki nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği-
İhalede satılan mal hakkında açtığı istihkak davasını kazanan kişinin bu sebeple yapılan ihalenin feshini isteyemeyeceği–
Davacı; eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine, davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş olup, taşınmazın mülkiyeti cebri icra ile satılmakla, tapu kütüğüne tescil edilmemiş bile olsa alıcıya geçtiğinden; mahkemece, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe istinaden satışın durdurulmasına karar verilmiş olması bu sonucu değiştirecek nitelikte olmayıp, davanın konusuz kalması nedeniyle "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiği- 
Menfi tespit davasında; kefaletin fer’iliği ilkesi uyarınca, dava açıldıktan sonra yapılmış olan asıl borca ilişkin protokol ve bu protokole göre yapılan ödemeler gözetilerek, sonucuna göre davacı kefilin borç miktarının tesbiti gerekeceği-
Mahkemece, dava açıldığı tarihte İİK'nin 96/1. maddesi uyarınca üçüncü kişi şirketin geçerli bir istihkak iddiası bulunmakla birlikte, davalı üçüncü kişi şirket vekilinin şikayet dosyasında "mahcuzların müvekkili şirkete ait olmadığı" beyanı karşısında, başlangıçta var olan dava şartının davanın devamı esnasında ortadan kalktığı nazara alınarak dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.