Sıra cetveline itiraz davasında haciz tarihleri ve Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 21/1. maddesi gözönünde bulundurularak, satış bedelinin Vergi Dairesi ile davalı arasında garameten paylaştırılmasının gerekeceği-
Ödeme emrinin iptali istemi-
Takip ve şikayet tarihi itibariyle takibe dayanak ilamın kesinleşme tarihine kadar dosya borcunun tam olarak ödenmemesi halinde kesinleşme tarihinden sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin istenebileceği- İcra emrinin, kararın kesinleşmesinden sonra AY mad. 46 uyarınca faizin istenebileceği şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğinden kararın kesinleşmesinden itibaren en yüksek mevduat faizi istenemeyeceği-
İflâs masasına dahil olan araçların Motorlu Taşıtlar Vergisi ile gecikme! zamları hesap edilerek rehinli alacaklardan önce gelecek şekilde rüçhanlı olarak sıra cetveline kayıt edilmeleri eşyanın aynından kaynaklanmayan trafik para cezalarının ise diğer kamu alacakları gibi 3. sırada yazılması gerekeceği-
Sıra cetveline ilişkin olarak hem sıra ve hem de esasa itiraz olunması halinde de genel mahkemelerin görevli olacağı- Zamanaşımına ilişkin itirazın alacağın esasına yönelik olduğu- Diğer itirazlar ile birlikte "alacağın zamanaşımına uğradığı" ileri sürülerek yapılan başvurunun genel mahkeme görülmesi gerektiği-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Şikâyet olunanın aynı tarihli haciz işlemi gören tüm alacakları ile şikâyetçi alacağının garameten paylaşımına ilişkin sıra kararı doğru olduğundan şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken herhangi bir gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde şikâyetin kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "akrabası/köylüsü/arkadaşı/kefili" olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Alacağın aslı ile idarece hesaplanan faizini idareden alırken «fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olan» alacaklının, daha sonra faiz alacağı için takipte bulunamayacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.