Muvazaalı mal kaçırmaya ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davada İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak, tapu iptali ve tescile gerek olmadan, davacının alacağını alabilmesini sağlamak amacıyla, dava konusu taşınmazın haciz ve satışını işleyebilmesine olanak sağlayacak biçimde karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun eşi adına yaptığı tasarrufun, borcun doğum tarihinden önce olduğu, açılan tasarrufun iptali davasının da 5 yıllık hak düşürücü süre gözetilerek açılması gerekeceği- Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Borçlar Kanununun 18. maddesine dayalı olarak açılan "muvazaa davası"nın, ıslah yoluyla, İİK. mad. 277 vd. göre "iptal davası"na dönüştürülebileceği–
İptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu şirket hisse devrinin görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisinin olmadığı, kaldı ki davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği olduğu, açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-
Alacaklının sadece İİK. 278 vd. uyarınca tasarrufun iptali davasına konu olan ve iptal edilen hisse oranında satış isteyebileceği, tasarrufun iptaline konu olmayan diğer hisselerin satışını isteyemeyeceği-
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasına karşılık alacaklı tarafından İİK. mad 97/17 gereğince, tasarrufun iptali davası açıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının bu dosya ile birleştirilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların borçlu davalının borcu nedeniyle cebri icra yolu ile satıldıkları ve üçüncü kişi konumundaki davalının mal varlığında kalan bir bedelin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece taraf delillerinin toplanması, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun değerlendirilmesi, davanın açılmasına davalı tarafın neden olup olmadığının irdelenmesi, ondan sonra İİK.nun 281/son maddesi göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken, üçüncü kişinin taşınmazlardan bir menfaat elde etmemesi nedeniyle yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsat devrinin bir karşılık alınarak devir sözleşmesine ve alım satıma konu olduğu, ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun kabulü gerektiği-Borçlu ile aynı sektörde faaliyet gösteren 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu-
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4 maddesi uyarınca; fonun alacaklı olduğu ve İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davalının borçlunun annesi olmasından dolayı tasarrufların iptale tabi olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.