Tasarrufun taraflarının anne-kız olup aradaki akrabalık ilişkisi nedeniyle davalı-borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması ve aksinin ispat edilememesi nedeniyle iptale tabi bulunması nedeniyle aracın satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya takip dosyasında alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına ilişkin kararın onanacağı-
6183 sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılan iptal davalarında, mahkemenin satışa konu taşınmazın gerçek değerinin çok altında satılmış olduğunu tesbit etmesi halinde, "davalı üçüncü kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağını"da vurgulayarak, "satışın iptaline" karar vermesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için, borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olması gerektiği (dava şartı)-
Davacı avukatın müvekkili olan icra takip dosyasında ve asliye ticaret mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiği, davalının karşı yanla anlaşarak sulh olduğu ve davalının avukatı olan davacıyı azlettiği, taraflar arasında yazılı vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmakta olup davacı avukatın dava ve takip dosyasında harcı yatırılmış değerlerin %10-20'si oranında akdi vekalet ücreti de isteyebileceğinin kabulü gerektiği-
11. HD. 15.04.2013 T. E: 2012/2236, K: 7252-
Borçlunun eniştesine yaptığı satışın iptali gerektiği- Davalı dördüncü kişi hakkındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği- Borçlu ve dördüncü kişi aynı köyden olup, dava konusu taşınmazda kiracı olarak oturan kişinin kira ödemelerini borçluya yapıldığının tesbiti halinde, dördüncü kişinin de kötüniyeti anlaşıldığından tasarrufun her iki davalı yönünden da iptali gerekeceği- Dördüncü kişinin iyi niyetli olması halinde, İİK. mad. 283/2 uyarınca, üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulacağı-
Tasarrufun iptali davalarında üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK.’nin 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği- Davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz ve makineler cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı üçüncü kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulacağı-
İİK'nin 281/2. maddesi ile 257 vd. maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz kararlarının konuları ve sonuçları itibariyle birbirlerinden farklı oldukları, İİK'nin 281/2. maddesine göre ihtiyati haciz kararı sadece iptali istenen tasarrufi işlem hakkında verilebileceği gibi ihtiyati haciz kararından sonra tasarrufun iptali lehine sonuçlanan davacı alacaklının yeni bir takibe girişmeksizin iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edebileceği, bu nedenle mahkemece tasarrufun iptali davalarına özgü İİK'nin 281. maddesi hükmüne göre değerlendirme yapılarak ihtiyati haciz kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı hakkındaki dava red edildiğine ve değeri belirlenmediğinden anılan davalı yararına tapudaki değeri dikkate alınarak maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücreti, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.