Limited şirketin ihyası istemi-
6099 sayılı yasanın amacı; Devletin Kadastroda kendisinin oluşturduğu tespit ve kayıtların yine kendisi tarafından iptali istendiğinde, kişiyi yargılama giderlerinden sorumlu tutmamaktadır; sonuç olarak hak düşürücü süreden davanın reddi halinde 6099 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığı-
Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilerek değiştirildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.6.1960 tarih,21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanmasının zorunlu olduğu-
Türk Borçlar Kanun'unun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihine kadar olan aylara ilişkin sözleşmede kararlaştırılan artış şartına uygun olarak aylık kira bedelinin tespit edilmesi, bu tarihten sonraki kira bedelinin ise TBK'nun 344. maddesi hükmü esas alınarak üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hesaplanarak alacak miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Başka alacaklılar tarafından açılan iptâl davasının sonuçlanmış olmasının, devam eden iptâl davalarına etkili olmayacağı-
Zilyetliğin niteliği ve ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın tamamı mı yoksa bir kısmı üzerinde mi zilyet olunduğu konularında taşınmazda keşif yapılması ve taşınmazın hava fotoğraflarının çekilmesi ve bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu-
CMUK 3207 sayılı kanun ile değişik 356. Madde hükmünün, yürürlük zamanında duruşması görülmekte olan veya yürürlüğünden sonra ve yasa yoluna başvurma süresinin bitmesinden önce karara bağlanan olaylarda davaya katılanların davayı kamu hukuku yönünden de temyize yetkileri bulunduğunun kabulü suretiyle bu madde hükmünün geçmiş olaylara genişletilmesi gerekeceği-
Çekişmeli taşınmazın önceki çalışmaya konu edilmediği anlaşıldığından, ilan edilen orman kadastrosununda kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, mahkemece, bozma kararı öncesinde olduğu gibi, taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile işaretli bölümün kesinleşen orman sınırı içinde kalması nedeniyle orman niteliği ile tesciline karar verilmişse de, taşınmazın kesinleşmiş bir orman sınırlamasına konu edilmediği kabul edilerek, orman sayılan yerlerden olup olmadığının eski tarihli resmi belgelere göre belirlenmesi gerektiği- Mahkemece yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, bunun yapımına esas alınan hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında uzman üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumun saptanması; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan hükümler yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa da, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmesi; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmesi, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, tüm belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, uygulamada komşu parsel tutanaklarından yararlanılması, komşu parsellerde açılmış aynı nitelikte bir dava olup olmadığı araştırılması gerektiği- 6099 s. K. 16. maddesi ile 3402 s. Kanuna eklenen 36/A. maddesi gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.