Muvazaaya dayalı davalarda, davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- TBK.m. 19'a dayalı tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun, takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerektiği-
"hile" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
Takibe konu ihtarnamedeki asıl alacak tutarı üzerinden dava açılıp, harç yatırılmış ve talep sonucunun buna göre oluşturulmuş olduğu ve kesinleşen mahkeme ilamına göre kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarı ile işleyecek faiz oranının tekrar işbu dava konusu yapılmamış bulunduğu, esasen karar tarihinden önce 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nın temerrüt faizine ilişkin 120/2. maddesinin, 6100 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca derdest davalarda uygulanması gerektiği, kesinleşen faiz oranı ve miktarlarının anılan yasa değişikliğine dayanılmak suretiyle yeni bir davanın konusu yapılamayacak olduğu-
Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebileceği(HMK. mad. 165)- Bolu İş Mahkemesinin 28.01.2014 tarih, ..Karar sayılı dosyası incelendiğinde, iş bu dosyanın davalısı ... tarafından meydana gelen kazanın iş kazası olmadığının tespitine yönelik dava açıldığı, mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik olarak açılan davanın reddine karar verildiği, verilen hükmün dairemizin 09.04.2015 tarih, 2014/6655 Esas, 2015/6897 Karar sayılı ilamıyla “iş kazası olmadığının tespiti davasının, işverenin de hak alanını ihlal ettiği, bu nedenle mahkemenin red gerekçesinin hatalı olduğu, diğer yandan sigortalının da davaya dahil edilerek göstereceği delillerin toplanması gerektiği” gerekçesiyle bozulduğu; bu haliyle iş kazası olmadığının tespitine yönelik bahse konu dava dosyasının sonucunun eldeki davayı etkileyeceği açık olduğundan belirtilen dosyanın bekletici mesele sayılması gerektiği-
Davacıya ait senetlerin davalı tarafından takibe konulması ile davalının cebri ihale ile çekişme konusu taşınmazın maliki olduğu, takibe konulan senetlerden dolayı davacının menfi tespit davası açtığı ve bu dosyanın halen derdest olduğu anlaşıldığından, davacının, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Katkı payı alacağının istenebilmesi için eşler arasında geçerli bulunan edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermiş olması gerekeceği-
Vasiyetnamenin iptali, olmadığı halde tenkis istenen davada tarafların dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olduğu, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar etmiş olacağı-
Bağımsız konut temin edilmemiş olması nedeniyle ayrı yaşamakta haklılık iddiası ile açılan tedbir nafakası ile ilgili talebin eve dön ihtarının tebliğ tarihi olan 10.3.2007 tarihine kadar kısmen kabul edilmesinin usul ve yasaya uygun olacağı-
Konusu ve tarafları daha sonradan açılan bir dava ile aynı olan dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilmişse bu davanın sonradan açılan dava hakkında derdestliğe neden olamayacağı-
Aynı takibe ilişkin olarak alacaklının ikame ettiği itirazın iptali davasında verilen hüküm ile buna dayanak takipte istenilip itirazın iptali davasının müddeabihinin içinde yer alan "işleyecek faiz miktarına" ilişkin menfi tespit istemli davanın dayanağı olan olay ve olgular aynı olduğundan ve işleyecek faiz oranı, itirazın iptali davasında verilen karar ile kesinleştiğinden, bu miktarın başka bir mahkemede menfi tespit istemiyle yeniden tartışılmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığı- "Menfi tespit davasının "hukuki yarara" ilişkin dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği ve direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulmasının yerinde olacağı" şeklindeki görüş ile; "Ödeme emrinde açıkça işleyecek faize itiraz edilmemiş olması nedeniyle itirazın iptali davasını gören mahkemece bu hususa girilerek hüküm tesisinin mümkün olmadığı, işleyecek faizin bu yönde ödeme emrine süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından takip hukuku anlamında kesinleştiği ancak bu durumun maddi anlamda kesin hüküm kavramı içerisinde değerlendirilemeyeceği, borçlunun takipte kesinleşen faizle ilgili menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.