Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Davalının aynı yeri iki ayrı satış vaadi sözleşmesi ile farklı kişilere sattığı ve halen davaların derdest olmaları gerçekliği karşısında davaların birleştirilerek sonuçlandırılması gerekirken, bu hususun göz ardı edilerek karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından ceza davasının neticesi beklenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin davada, iade borcunun kapsamını belirlemede,öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerektiği, dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalıların) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiğinin, yapanın ise o anda fakirleştiğinin kabul edilemeyeceği; giderlerin yapıldığı tarih itibariyle değil, taşınmazların fiilen davalılara teslim edildiği gün itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarının iade anındaki değeri gözetilerek belirleneceği-
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı hukuki sebebe dayanarak menfi tespit davası açılmasında hukuki yararı bulunmadığı-
"Üst sınır ipoteği" olarak kurulmuş olan ipoteklerin, ipotek akit tablosunda "ipoteğin, borcun eklentilerini de kapsayacağı" (faiz, gider vergisi gibi eklentilerin de ana paraya ekleneceği) öngörülmüş dahi olsa, ipotek veren kişilerin sorumluluğunun yine limitle sınırlı olacağı–
Mahkemece, davacının talebi açıklattırılmadan boşanma sırasında hükmedilen tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak değerlendirilip kaldırılması fahiş hata olup usul ve yasaya aykırı olacağı-
İpotek alacaklısı tarafından süresinde bedele yapılan itiraz nedeniyle ipotek bedeli ihtilaflı hale gelip, ipotek bedeline ilişkin uyarlama davası da devam ettiğinden İİK'nun 153. maddesindeki koşulların oluşmadığı görülmekle mahkemece istemin reddi gerekirken, kabulü ile ipoteğin fekki yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Ortaklığın giderilmesi isteği-
Davacı aynı dönem kira alacağının tahsili için açtığı davanın yargılaması sonucunda görevsizlik kararı verilmiş olduğu ancak hükmün taraflara tebliğ edilmeyerek verilen görevsizlik kararının kesinleşmediği anlaşıldığından halen derdest nitelikte olan Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyası ile zamanaşımı kesilmiş olup, zamanaşımının kesilmesi halinde daha önce işleyen zamanaşımı süresi silinmiş ve yeni bir zamanaşımı süresi başlamış olacağından davacının daha önce açmış olduğu dava nedeniyle zamanaşımı süresi kesilmiş ve son davaya ilişkin dava tarihi itibariyle yeniden başlayan zamanaşımı süresi henüz dolmamış olduğundan mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.