Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu olan davada, ödeme makbuzları arazilerin zilyedi olan davalılar adına düzenlenmiş ise de, makbuz fotokopileri asıl ve birleşen davada davacı olan kooperatif temsilcilerince sunulmuş olup, makbuz asılları davacı kooperatifin elinde bulunuyorsa onun tarafından ödendiğine karine oluşturacağı-
8. HD. 06.12.2017 T. E: 4197, K: 16299-
Davacı aleyhine değişiklik içermekte olan iş yönetmeliğinin davacı işçiyi bağlayıp bağlamadığı- İşyeri uygulamalarının yürürlükte bulunduğu dönemle sınırlı olmak üzere kapsam içi işçilerin işkolunda geçerli toplu iş sözleşmesinde düzenlenen ücret zammı oranlarının kapsam dışı personele uygulanması gerektiği-  İş sözleşmesi ile değişikliğe rıza gösterilmiş olan davacının yürürlükten kalkmış olan çalışma esaslarından kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı talep hakkı bulunmadığı- "Davacının en son iş sözleşmesini imzaladığı tarihte henüz aleyhe olan yeni esasların yürürlükte bulunmadığı, imzalanan iş sözleşmesinde atıf yapılan eski esaslar olduğu, yeni düzenlemenin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiğinin de belli olmadığı, iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte henüz yürürlükte olmayan değişikliğe davacının yazılı onay verdiğini söylemenin mümkün olmadığı, bu durumda davacının aleyhine olan yeni yönetmeliğe dayalı çalışma koşullarını kabul ettiğinden söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz olduğundan (TBK. mad. 346), kiracının sıfatı gereğince; mahkemece değerlendirmenin sadece takip tarihi itibariyle "muaccel" hale gelen ödenmemiş kira alacağı yönünden yapılması gerekeceği, muacceliyet şartı gereğince istenen aylar kirasının değerlendirilmeye tabi tutulamayacağı-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği-  Davacının durup dururken evini davalıya değerinin altında satmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı, satışın davalıya yapıldığı halde evden bahsedilerek diğer davalının alacaklı olduğu senedin davacıya verilmesinin olaya uygun düşmediği, davalının da taşınmaz alacak gelirinin bulunmadığının arkadaşı tarafından ifade edildiği ve davacıya satış karşılığı davalı tarafından ödeme yapıldığının da ortaya konulamadığı, diğer taraftan satıştan hemen sonra davacıyı bir otele yerleştiren diğer davalının davacıdan ayrıldığı ortada olduğu ve bu durumda her iki davalının birlikte hareket ederek davacıyı hileye maruz bıraktıkları tartışmasız olup hile hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil davasının kabulü gerekeceği-
Sözleşmenin yapıldığı tarihte davalının bakım alacaklısı ile aynı köyde oturduğu, 2 yıl kadar davacı ile ilgilenerek bakım borcunu yerine getirdiği, ancak bu sürenin sonunda köyden taşındığı; bakım borçlusu olan davalı taşınmasına rağmen bakım alacaklısını yanına almadığı gibi, yanında götürmemesini haklı kılacak bir sebep de ileri sürmediği, bu nedenle akitle kurulan ilişkinin sürdürülmesinin olanaksız hale geldiği-
Anayasa’nın yürürlüğünün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihinden önce açılmış bulunan davalar bakımından maliki 20 yıl önce ölmüş ve o tarihten dava tarihine veya kayıt maliki adına bulunan tapu kaydının intikal gördüğü tarihe kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulünün gerekeceği, uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kaydın hukuken bir değer taşımayacağı ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Dava konusu taşınmazın kadastro tutanaklarında herhangi bir vakıf şerhi mevcut olmayıp, bu haliyle kadastro tespiti kesinleşmiş ve sonradan tapu siciline Vakıf Şerhinin işlendiği tarihe kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. fıkrasında öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçmekle, tapu kayıt maliki olan davacı yararına tamamlanmış bir hukuki durumun oluştuğu-
Turkcell İletişim A.Ş. ile Telekomünikasyon A.Ş. arasındaki şebekeler arası işbirliği ve irtibat sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu (özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı) bu nedenle de bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların -örneğin; olumsuz tespit ve geri alma davalarının- idari yargı yerinde çözümlenebileceği–
Davacılar vekili, dava dilekçesinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye avans niteliğinde verilen ve yüklenici tarafından diğer davalılara devir edilen arsa paylarının tapusunun iptali ile tescilinin yanı sıra tapu kayıtları üzerine yüklenicinin borcu nedeniyle konulan haciz, tedbir, ipotek ve her türlü takyidatın da kaldırılmasını istemiş, mahkemece anılan istemin kabulüne karar verildiği ancak; karar sonrası dosya kapsamına alınan tapu kayıtlarına göre tapusu iptal edilen taşınmazlarda eldeki davada konulan tedbir dışında takyidat görünmemesinden, tapu kayıtları üzerinde yüklenici veya davalıların borcu nedeniyle konulmuş bir takyidat bulunup bulunmadığı belirlenerek bulunmaması halinde anılan istemin reddine karar verilmeli, takyidatın bulunduğunun anlaşılması halinde ise lehine takyidat bulunan kişilerin de davada taraf olması gerektiğinden bu eksikliğin giderilerek bir karar verilmesi gerektiği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.