Tereke adına takip edilecek olan davada tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanmasının veya davanın terekeye mümessil tayin edilerek sürdürülmesinin zorunlu olduğu-
Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekeceği, o halde, davacı dışındaki diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerekeceği-
İİK'nın 72. maddesi gereğince davacıların borçlusu olduğu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada,ölüm tarihi itibariyle murisin terekesi iştirak halinde olup, terekedeki haklar ve borçlar iştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan, davaya tüm mirasçıların iştirakinin sağlanması ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilerek onun huzuru ile davaya devam edilmesi ve bu konularda davacıya uygun bir süre verilerek dava şartının gerçekleştirilmesinin sağlanması ve taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekeceği-
"Taraflarca Getirilme İlkesi" başlığı altında düzenlenen 6100 sayılı HMK'nın 25. maddesi uyarınca re'sen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı davalarda dava malzemelerinin toplanması ve mahkemeye sunulmasının taraflara ait olduğu- Hakim kendiliğinden taraflarca ileri sürülmemiş vakıaları araştıramaz, hükmüne esas alamayacağı- Mahkemenin, sadece tarafların getirdiği ya da masrafını verip getirilmesini istediği delillere dayalı olarak hükmünü kurabileceği- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin eldeki davanın da taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükünün davacı tarafa ait olmakla bedelsiz devir yapılmasının tek başına mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile hareket ettiğini göstermeyeceği-
Vasi tayini kararına göre davacılara yaş küçüklüğü nedeniyle vasi atandığı ve davacılar takip tarihi itibari ile reşit olup vesayet kararı sona erdiği gözetildiğinde, davacılar tarafından takip yapılmasında bir usulsüzlük olmadığı-
3. kişilere karşı vekalet ilişkisinin sona ermesi nedeniyle yolsuz tescile dayalı olarak açılan davalarda, bir ya da bir kaç mirasçının tek başına ve kendi miras payları oranında dava açabilmelerine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. ve 702. maddeleri karşısında yasal olanak bulunmadığı- Dava konusu taşınmazın terekeye dönüşü yönünde değil, miras payı oranında iptal ve tescili istenilmiş olup, dava dışı mirasçının davaya muvafakat etmesi ya da tereke temsilci atanarak huzurunda davaya devam edilmesi halinde dahi davaya devam etme olanağının bulunmadığı, başka bir ifade ile davanın görülebilirlik koşulunun olmadığı, hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz elbirliği mülkiyetin konusu olup davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu tespit edilmekle davacının tek başına dava açma ehliyetine sahip olmayıp, davada taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
HMK'ya göre; taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği, bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği- Dava açıldıktan sonra vefat eden davacının vefatından sonra, yargılamaya devam edilebilmesi için, mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde; tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı vekiline süre tanınarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerektiği-
Hem iştirak hem de müşterek mülkiyet hükümlerine tâbi olan bir taşınmazın iştirak halindeki maliklerinden birisinin, tek başına, aynı taşınmazın müşterek maliklerinden olan bir paydaşı aleyhine el atmanın önlenmesi davası açabileceği–
Murisinin su aboneliğinden dolayı borcunun bulunmadığı tespiti istemine ilişkin -murisin tereke borcu ile ilgili- davada, TMK. 702 uyarınca tüm mirasçıların elbirliği ile hareket etmesi gerektiğinden, dava şartının yerine getirilebilmesi adına diğer mirasçıların da davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci tayin edilmesi için davacıya önel verilerek sonucuna göre işlem yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.