Davacının ölen eşinin (kocası) babasının ismini değiştirilmesi, babalık davası niteliğinde olup; talep yönünden görevli mahkemenin Aile mahkemesi, annesinin adının değiştirilmesinin nüfus sicilinde ana isminin düzeltilmesi niteliğinde olup; bu talep yönünden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece, babalık davası yönünden dosyanın tefrik edilip görevsizlik kararı verilmesi; babalık davasında, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın bekletici sorun yapılması, ana adının değiştirilmesi davası bakımından ise gösterdikleri takdirde tarafların delillerinin toplanması, birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK'de duruşma gününün kalemden öğrenilmesi şeklinde bir bildirim usulünün olmadığı, mahkemece mazeretleri kabul edildiğine göre verilen duruşma gününün de usulüne uygun olarak davacılara bildirilmesi gerekeceği, usulüne uygun duruşma günü bildirilmeksizin dosyanın işlemden kaldırılmasına ve 3 ay sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Evlilik dışı çocuk ile davalı baba arasında karardan önce tanıma yolu ile soybağı kurulduğu, davalı babanın dört çocuğunun daha bulunduğu, davalının sosyal ekonomik durum araştırmasına göre aylık 3.500,00 TL gelirinin olduğu, nafaka hükmedilen çocuğun eğitim çağında olmadığı da dikkate alındığında çocuk için takdir edilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının fazla olduğu ve bu sebeplerle tarafların sosyal ekonomik durumu, nafaka hükmedilen çocuğun yaşı, davalının nafaka hükmedilen çocuk dışında dört çocuğunun da bulunması değerlendirilerek hakkaniyete uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği- Babalığın hükmen tespiti davası ile birlikte babalığın fer’i niteliğinde olan TMK.'nun 304. maddesinde yazılı ananın mali haklarına ilişkin talep ve TMK.'nun 182. maddesinde yazılı çocuk için nafaka istekleri ayrıca harca tabi olmadığı gibi, kabul veya reddi de vekalet ücretini gerektirmeyeceği, davacı anne yararına sadece bir maktu vekalet ücreti ile tek harç alınması gerektiği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında küçük çocuk kayyımı tarafından açılan babalığın tespiti istemi-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 303. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar...” cümlesi Anayasa Mahkemesinin 27.10.2011 tarihli ve 201/71 esas 2011/143 karar sayılı kararıyla Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal kararı 07.02.2012 tarihli 28197 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış, kararda yer alan “bir yıllık” erteleme süresinin sona ermesiyle iptal kararı 07.02.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği-
Adli Tıp Kurumundan alındığı anlaşılan fakat temin edilemeyen rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Nüfus kayıtlarındaki değişikliğe ilişkin davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Davacının nüfus kayıtlarında babalık ilgisi kurulduktan sonra mirasçılık belgesi alabileceği-
Babalık davasının «süre aşımı nedeniyle» reddedilmesi halinde, bu davanın eklentisi niteliğinde olan maddi tazminat isteklerinin de red-dedilmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.