Taraflar farklı şehirlerde oturmakta olup, davalı baba ile sadece yaz aylarında düzenlenen kişisel ilişkinin müşterek çocuğun yaşı gözetildiğinde yetersiz kaldığı, baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli hafta sonları ile yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki tesisinin gerekeceği-
Babalık davalarında kayyımın davadan feragat edemeyeceği–
Dava konusu onu olayın manevi zararın esaslı unsuru teşkil eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığının saptanamaması halinde manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 301 vd. maddelerine dayalı olarak açılan babalığın tespiti istemine ilişkin olup, kamu düzenini yakından ilgilendiren bu tür davalarda; Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, hakim Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerini uygulayacak ve maddi olguları re’sen araştırıp delilleri serbestçe takdir edeceği- Babalığın tespiti davasının bu niteliği gözönüne alınarak, mahkemelerce kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespiti gerekeceği,mahkemece davanın Cumhuriyet Savcısına ihbar edildikten sonra işin esasına girilerek iddia ile ilgili olarak DNA araştırması yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekeceği -
Ergin çocuk tarafından açılan babalığın tespiti isteği-
Davacının bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, babalık davasına ilişkin hak düşürücü sürenin de, çocuğun başka bir erkekle arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kaldırıldığı tarihte işlemeye başlayacağı-
Her ne kadar davacı ıslah ile talebinin iştirak nafakasının artırımı olduğunu belirtmiş ise de, dava tarihi itibari ile reşit olan davacı lehine hükmedilen iştirak nafakasının kanunen sona ermiş olduğu, bu itibarla talep edilen nafakanın niteliğinin yardım nafakası olduğu, buna göre mahkemece, yardım nafakasının şartları değerlendirilerek ve davalının gelir durumu nazara alınarak sonucuna göre hüküm verilmesi gerektiği-
Davacının Aile Mahkemesi’nin görevi dışında kalan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi isteği ile ilgili davasının tefrik edilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası sonucunun babalık, velayet ve nafaka isteklerini etkileyeceğinin mutlak olması sebebiyle de bu davanın bekletici mesele yapılması ve sonucu uyarınca tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak neticeye göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nda babalık davasında manevi tazminatla ilgili bir hüküm bulunmadığından, babalık davasıyla birlikte açılan manevi tazminat davası Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan genel hükme dayandığından, Aile Mahkemesinin görevine girmeyen manevi tazminat talebi tefrik edilerek görevsizlik karan verilmesinin gerekeceği-
Karşı tarafın haksız eylemi nedeniyle malvarlığında zarar meydana gelen kişinin bu yüzden duyduğu üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteyemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.