Davalı ve davacının dava konusu taşınmazın davacı arsa sahipleri adına kayıtlı olduğunu bilerek dava dışı yüklenicinin şahsi hakkını temellük edip üzerindeki binayı yaptığından iyiniyet iddiasında bulunamayacakları, temliken tescil davasının reddine karar verileceği-
Baz istasyonlarının kurulduğu yerlere yakın çevredeki insanların bir endişe içinde'oldukları sabit olduğuna göre, davacıların bu endişelerinin giderilmesi gerekmektedir, bir zarar olmasa bile kişilerin zarar gördüklerine/göreceklerine dair endişe duymalarının başlı başına bir zararın doğduğunun kabulünü gerektireceğinden baz istasyonun daha uygun bir yere kurulmasıyla mesele halledil­eceğinden, haberleşmeye dönük bu hizmetin de aksamadan yürütülmesi mümkün olacağından baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Olayda sözleşmeden sonra muhtesat yapımı söz konusu olmadığından tazminat isteğinin reddi doğru ise de sözleşme kapsamı nazara alınarak elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne; karşı tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Kural olarak ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü de dikkate alınarak müfrez kayıtların kapsamının ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların yerine uygulanması yoluyla belli edileceği, öte yandan müfrez kayıtların kapsamının da kök tapu kaydı kapsamı içinde aranmasının zorunlu olacağı-
MK’nun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun, yapı malikinin «iyiniyetli olması» olduğu, buradaki iyiniyetin de MK. 3’de tanımlanan «sübjektif iyiniyet» olduğu–
“Yararlanma hakkına yönelik elatmanın önlenmesi” istemini içe-ren davalarda, davacının çekişmeli yerde yararlanma hakkının bulunup bulunmadığının araştırıldıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği -
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu- Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.)-
El atmanın önlenmesi-
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda, davalılar tarafından 165 ada 28 mera parselinin F, G, H ile gösterilen kısımlarına el attıkları tespit edilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında 164 ada 2 parsel sayılı merada F, G, H ile gösterilen kısımlara elatmanın önlenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı Hazinenin dava dilekçesinde tespit edilecek zararın tahsilini talep ettiği, bu zararın sadece uzman bilirkişi tarafından belirlenecek meranın eski hale getirilmesi için gereken bedel olduğu, mahkemece, talep olmadan İcra İflas Kanunu'nun 30. maddesi hükmü göz ardı edilerek davalılardan ayrıca muhdesatların yıkım bedellerinin de tahsiline dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı, mahkemece yapılacak işin; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.