Ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, sürekli iş göremezlik derecesi %50’nin altında olan sigortalının ölümü meslek hastalığına bağlı bulunmadığından hak sahibi kız çocuğu olan davacıya, ölüm 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşmiş olsa da, 5510 sayılı Kanunun 20/3. maddesi gereğince ölüm geliri tahsis edilmesi ve gelir başlangıcının da Kuruma başvuru tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süre gözetilerek hesaplanması gerektiği ve tahsis koşullarını içeren 34. madde kapsamında araştırma yapılması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
Hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalılar bakımından, mahkemenin yeniden yargılama yapması ve yeniden hüküm tesis ederek davalılara ilave sorumluluk yüklemesinin usuli kazanılmış hakkın ihlali mahiyetinde olduğu-
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi tazminat istemi-
Usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemeyeceğinden sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olacağı-
4. HD. 10.05.2023 T. E: 2022/189, K: 6231
Kazaya karışan aracı uzun süre kira sözleşmesi ile alan kiracının işleten olduğu- Davalı şirketin satış müdürü aracı "rıza ile" 3. kişiye teslim ettiğinden ve rıza hilafına bir durum olmadığından lliyet bağının kesilmediği ve şirketin işletenlik sıfatının devam ettiği- Davacının, dava açarken husumet yönelttiği şahısta kusuru bulunmadığından davalı lehine red vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiği- Olay tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olduğundan "işletenin işletenlik sıfatının kalkması" nın sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmayacağı; sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalı sigortanın sorumluluğunun (K.T.K. 20/d-94. md.-107. ve vs. md. açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam edeceği-
Manevi tazminat bölünemeyeceği, bir defada istenilmesi gerektiği- Davacının manevi zararına karşılık yapılan ödemeyi kabul ederek ibraname vermesi halinde, manevi tazminat talebinin reddi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazının kabulü halinde İİK.nun 169/5. maddesi gereğince takibin durdurulması gerekirken takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.