Yasal mirasçılar miras bırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlar arası karşılıksız kazandırmaları denkleştirmeyi sağlamak için terekeye vermekle birbirlerine karşı yükümlü olduğu- Mahkemece, 26.05.2014 tarihli hukukçu bilirkişi raporunda belirtildiği gibi denkleştirmeye konu 2.309.570,00 TL' den davacının hissesine 433.044,375 TL'nin isabet ettiği, davalı tarafından davacıya ödenen 210.000,00 TL, davacı vekilinin 13.06.2013 tarihli dilekçesiyle davalı tarafından yapılan ve belgelendirilen toplam 42.041,75 TL.'lik kabul edilen masraftan davacının hissesine düşen 7.882,83 TL. giderin mahsubundan sonra 215.192,545 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Tenkis davalarında mecburi dava arkadaşlığı olmayıp, tenkis davasına davacı olarak katılmak isteyenler yönünden başvurma harcı yatırılmadan nispi harcın yatırılmasının bu istemi dava haline getirmeyeceği-
Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre murisin sağlığında 35.000,00 TL'yi mirasçılardan H.'e verdiği sabit olup mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşıldığından mirasçı H.'in külli halefiyet ilkesi gereğince mirasçıları olan davalıların bu kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, mahkemece, 35.000,00 TL'nin kayıtsız şartsız hibe edildiği, iade edilmek istenmediği, miras payına mahsuben verilmediği kanıtlanmadığından TMK. mad. 669'da yer alan ilkeler ışığında taraf delilleri değerlendirilerek mirasta denkleştirme ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde karine olup; kural olarak denkleştirmenin söz konusu olacağı ve kazandırmanın miras payına mahsuben verilmediğinin ispat yükü kazandırmadan yararlanan davalıya düşeceğinden muris tarafından davalıya verilen paranın ve davalı tarafından bankadan çekilen emekli aylığının miras payına mahsuben verilmediğinin, bu paradan murisin ihtiyaçları ve cenaze masraflarının harcandığının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği-
Tanıkların hazır edilme yükümlülüğünün davalı tarafa yüklenemeyeceği-
Muris ile davalının müşterek olarak açtıkları hesapta aksi bir husus belirtilmemiş olması nedeniyle, davalının murisin ölüm tarihinden sonra ortak hesapta bulunan bedelin 1/2 oranınında kişisel tasarrufu yasaya aykırı olmadığı- Banka cevabından, davalının müşterek banka hesabından murisin ölümünden sonra 21.000,00TL bedeli çektiği anlaşıldığından dava konusu hesabın ortak hesap olduğu ve davalı hesapta bulunan bedeli payı tahsil etmiş olduğu, murisin hesaptaki ½ oranındaki payının ise davacı ve davalı tarafından miras payları oranında çekilmiş olduğu Halkbank’tan gelen cevaptan anlaşılmakla, davacının başkaca miras alacağı bulunmadığı görülmüş olup, davanın reddi gerektiği-
Miras bırakanın altsoyuna karşılık almaksızın yapmış olduğu bu sağlar arası kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmediğinden kural olarak denkleştirmeye tabi olduğu- Tenkis davalarında mecburi dava arkadaşlığının olmadığı- Tenkis davasına davacı olarak katılmak isteyenler yönünden başvurma harcı yatırılmadan nispi harcın yatırılması bu istemi dava haline getirmeyeceği-
Mirasta denkleştirme (iade), murisin sağlar arası bir karşılıksız kazandırma ile bir mirasçısına miras hissesine mahsuben mirasın açılması halinde bu tasarruftan yararlanan kişinin miras hakkı ile denkleştirmeye tabi olmak üzere yaptığı bir tasarruf için söz konusu olacağı ve muris karşılıksız bir sağlar arası tasarrufta bulunmakta ancak bu tasarrufun ileride miras açıldığında bundan yararlanan kişinin miras hakkı yönünden nazara alınmasını öngörmesi gerektiği-Dava dilekçesinde davacı kademeli olarak “mirasta iade” olmadığı takdirde “tenkis” isteğinde bulunduğundan mahkemece kademeli olarak ileri sürülen ilk talep mirasta denkleştirme (iade) mümkün olmadığı takdirde tenkis talebi yönünden tarafların delilleri toplayıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tarafların HUMK’nun 293/1 maddesinde yazılı kişilerden olduğu, tanıkla ispat olanağı bulunduğu, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.12.1974 gün 1972/T-119 E,1356 K.sayılı ilamında da benimsendiği gibi tüm maddi olaylar hakkında her zaman tanık dinlenebileceği-
Mirasbırakanın davalı S.'e sağlığında yaptığı kazandırma başka bir hukuki ilişki ortaya konulmadığından, "karşılıksız teberru" niteliğinde olup, davacıların saklı payını zedelemiş ise koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabileceğinden ve davacıların S.'e yönelik taleplerinin Türk Medeni Kanununun "tenkis" hükümleri (TMK.m. 507, 508, 560, 561 ve 565) çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gerekeceğinden tarafların delillerinin bu çerçevede değerlendirilip, hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru bulunmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.