Mahkemece, hükümdeki bir yazım veya hesap hatasının düzeltilmesi ya da hükmün icrasında meydana gelebilecek bir tereddütü ortadan kaldırmaya yönelik bir düzeltme yapılmayıp , hüküm altına alınan miktarlar tamamen değiştirildiği, bu nedenle Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararına ve HMK.’nın 297, 298, 305/2. ve 321. maddelerine aykırı olan kararın bozulması gerektiği-
9. HD. 11.02.2013 T. E: 2012/33914, K: 4867-
Davalı aleyhine dava açanlar tanık olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması gerekeceği, bu beyanlar diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekeceği-
Kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretlerinde yapılacak takdiri indirim sonucu davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırı sonuçlara sebep olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği; mahkemece bilirkişi tarafından belirlenip, davacı tarafça ıslah edilen alacaklardan daha fazla indirim yapılarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
22. HD. 13.02.2019 T. E: 2016/5192, K: 3234-
Hüküm altına alınan miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğunun düşünülmemesinin hatalı olduğu-
Her ne kadar talep açıklama dilekçesinde ihbar tazminatının sehven yazıldığı şeklinde bir beyanda bulunmuşsa da dava dilekçesinde iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği şeklinde bir açıklamanın olmadığı, aksine iş sözleşmesinin davalı işverence haksız şekilde feshedildiği iddiasının mevcut olduğu, böyle olunca talep açıklama dilekçesindeki ihbar tazminatı sehven istenmiştir iddiasına değer verilemeyeceği, mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin davacının ihbar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekirken bu konuda hüküm kurulmamasının ve talebin reddi nedeniyle davalı taraf yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Katkı payı davalarında katkı oranı bulunurken, tarafların dava konusu mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM'nun 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin göz önünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekeceği-
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işverenin, kıdem tazminatı borcu bakımından, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşeceği- Diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdünin gerçekleşeceği-
22. HD. 27.03.2019 T. E: 2016/7850, K: 6718-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.