Davalıya ait işyerinde çalışan davacı işçinin mutad işyeri, işini fiilen yaptığı Suudi Arabistan ve Dubai olduğundan, davacının imzaladığı yurt dışı iş sözleşmeleri uyarınca ilgili dönemde iş sözleşmesi ile seçilen hukukun uygulanması gerektiği- Taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, MÖHUK 27/1 kapsamında davacının Suudi Arabistan’da yaptığı çalışmalar yönünden ilgili dönemde Suudi Arabistan hukukunun; Dubai'de yaptığı çalışmalar yönünden ise Dubai hukukunun uygulanması gerektiği-
Davalıya ait vergi kaydında, davalının yaptığı işin sütü sağılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği, sütü için inek ve manda yetiştiriciliği, diğer sığır ve manda yetiştiriciliği olduğunun belirtildiği, buna göre, davacının çalıştığı işyerinde kaç işçi çalıştığı, işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinde sendika örgütlenmesi olup olmadığı araştırılarak mahkemenin görevli olup olmadığı somut bir biçimde saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı işçinin ikramiye uygulamasının kaldırılması ile ilgili değişikliği altı işgünü içinde yazılı olarak kabul ettiğini gösterir yazılı belge bulunmadığından kararın işçiyi bağlamayacağı-
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, 1-Mahkemece, davacının 01.09.2009-31.12.2009 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti. ile davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti. ile davalı Asel İnşaat Elektrik Ltd. Şti. arasında işyeri devri olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği, 2-Davanın dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesinin ve dava dışı şirket ile hizmet alım sözleşmesi imzalanmış olması hâlinde işyeri şahsi sicil dosyasının getirtilerek davacıya haklarının ödenip ödenmediğinin tespit edilmesinin gerekip gerekmediği-
Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığı ancak ön inceleme aşamasında tanık listesinin verilmiş olduğu- Dava dilekçesinde "sair delillere" dayanılmasının tanık dinletilebileceği anlamına gelmeyeceği, bu nedenle davacı tanık anlatımına göre alacak hesabı yapılmasının hatalı olduğu-
İlk derece mahkemesinin kararının, taraflara tebliğinden sonra istinaf gerekçe ve sebeplerini belirten başvuru dilekçesinin sunulmaması halinde istinaf başvuru talebinin usulden red edileceği-
Davalı tarafından kanuni süresi içinde ek davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunulmasına ve ek dava tarihi itibari ile zamanaşımına uğrayan bir kısım alacak olmasına rağmen, davalının zamanaşımı defi dikkate alınmadan sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Kıdem tazminatı, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu- Kısmi olarak açılan davada, ıslah tarihi itibariyle, fesih tarihinin üzerinden beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği, yıllık izin ücretinin tabi olduğu beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu görüldüğünden, ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı savunmasına değer verilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/14745, K: 21084-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.