Davacı belirsiz alacak davası açmadığı gibi, davasının belirsiz alacak davası olduğuna dair bir iddiası ve talebi de bulunmadığı halde, mahkemece alacak kalemlerinin belirsiz nitelikte olduğu gerekçesiyle talep dışına çıkılarak davanın belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılmasının hatalı olduğu-
Feshin geçersizliği ve işe iade talebine ilişkin davada, davalı işveren tarafından alınan işletmesel karar olup olmadığı, bu kararın tutarlı bir biçimde uygulanıp uygulanmadığı araştırılarak feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığının belirleneceği-
Davacının "günde kaç saat çalıştığı"nı belirterek "fazla mesai ücreti talep etmesi"ne ilişkin açılan davada, bilirkişi incelemesi sonucu daha fazla çalıştığı tespit edilse de, mahkemece talep sonucuyla bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edecek şekilde talep edilenden fazlaya hükmedilemeyeceği-
1475 sayılı Kanunun 28.maddesi (4857 Sayılı Kanunun 35.maddesi) ve 6772 Sayılı Kanunun 44.maddesi uyarınca işçinin almakta olduğu ücretin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme getirilmiş olup,kıdem tazminatının 4857 Sayılı Kanunun 35.maddesinde "işçinin almakta olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez."şeklindeki hükümde ifadesini bulan ücretten sayılamayacağı,tamamının haczedilebileceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna yetmiş gün çalışmasının bildirilmesine rağmen fiili çalışma iddiasının olmadığı ve davalılar aleyhine işbu dava konusu taleplerin istendiği dönem ile aynı dönem için açılan hizmet tespit davasında davalı Kocaman İnş. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden verilen husumetten red kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de göz önünde bulundurulduğunda farklı tüzel kişilikleri bulunan, grup şirketi olan davalı şirketler arasında organik bağ (hukukî ve fiili irtibat) bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının tüm çalışma süresine ilişkin işçilik alacaklarından davalı şirketlerin birlikte sorumlu tutulmalarının gerekip gerekmediği-
Kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, kötü niyet tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; iş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmanın kural olarak doğru ve mümkün olmadığı; bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesinin, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlı olduğu-
Davacının belirsiz alacak davasının bir türü olan kısmi eda külli tespit talepli olarak dava açtığı, bilirkişi raporundan sonra belirlenen alacakları tamamlama dilekçesi ile belirli hale getirdiği, talepler belirli hale getirilerek tamamlanabilir dava şartı olan hukuki yarar gerçekleştiğinden, mahkemece yapılacak işin, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı talepleri hakkında esastan karar vermek olduğu, mahkemece, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının belirsiz alacak davası açılamayacağı, davacının hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının, davalıya ait takside şoförlük yaparak çalıştığı ve taksicilik işinin esnaflığa müsait işlerden olduğu dikkate alınarak davalı işyerinin esnaf işletmesi olup olmadığının araştırılıp, buna bağlı olarak görev hususunun düşünülmesi gerektiği-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/30349, K: 21096-
Fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.