Tasarrufun iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasında 'bekletici mesele' (HMK. 165) yapılması gerekeceği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsat devrinin bir karşılık alınarak devir sözleşmesine ve alım satıma konu olduğu, ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun kabulü gerektiği-Borçlu ile aynı sektörde faaliyet gösteren 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu-
İcra dosyasında yapılan araştırmadan borçlunun adresinde bulunmadığından bahisle mernis adresine tebliğ edilmesi, haciz tutanakları borç miktarı, malvarlığı araştırması göz önüne alındığında, kaçak olduğunun görüldüğü, Yargıtay içtihatlarına göre bu nedenle, borçlunun aciz halinin gerçekleşmiş sayılması, gerekeceği-
Tasarruf tarihi ile haciz tarihi arasında 2 yıllık sürenin geçmesi halinde, İİK.nun 278. maddesinin uygulanamayacağı- İİK. mad. 280 uyarınca, taşınmazı borçlu davalıdan satın alanların borçlu davalının ızrar kastını bilen veya bilebilecek kişilerden olduğunun kanıtlanması gerektiği- Borçlu murisin ölümü üzerine mirasçı olarak kalan eşi ve 2 çocuğunun mirası reddetmeleri halinde, TMK. mad. 612 uyarınca, mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği ve bu nedenle durum mahallin sulh hakimine bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması, anılan mahkemece mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci huzuru ile davaya devam olunması gerektiği- Dava konusu parselleri satan borçlu şirket ile satın alan şirketin aynı iş kolunda faaliyette bulundukları ve satılan taşınmazın işyeri olduğu anlaşıldığından, üçüncü kişi konumundaki Ltd. Şti.nin borçlu davalı şirket ile aynı iş kolunda faaliyette bulunması nedeniyle borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilebilecek kişilerden olup olmadığı hususunda araştırma yapılması, tasarrufa konu olan yerin fabrika binası olması nedeniyle İİK. mad. 280/son maddesinde yazılı ticari işletmenin devri niteliğinde olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında, hem alacaklı hem de borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde karşılaştırmalı olarak inceleme yapılarak takip konusu borcunun var olup olmadığı ve neye dair olduğu tesbit edilerek, sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarruf konusunun "üzerlerinde tavuk kümesi, yem fabrikası ve idari binalar bulunan taşınmazlar" olması ve her iki davalının da "iştigal konuları aynı olan iki ticari şirket" durumunda bulunması halinde, İİK.nun 280/son maddesinde öngörülen ticari işletmenin devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Borçlu ile davalı arasında tasarruf öncesinde kiracılık ilişkisi olduğu, borçlu ile ticari ilişki içinde olan davalının borçlunun mal kaçırma kastını bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun anlaşıldığı- Davalı dördüncü kişinin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun ispat edilememesi halinde bu davalı yönünden davanın reddi gerekeceği-
Dosya içeriğine, mahiyeti ve kapsamına göre uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.<br /><br /> 
Borçlu ile işlemde bulunan diğer davalı arasında kayınpeder-damat ilişkisi bulunması nedeniyle, borçlunun iyiniyetli bir şahıstan beklenmeyecek tasarruflarla mevcudunu eksilttiği ve üçüncü kişinin bu durumu bilmesi gerektiğinden, mahkemece dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.