İş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkin davada, 1475 Yasada alt işveren ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olduğu belirtildiğinden, davalı TEİAŞ (asıl işveren), iş kazasından doğan zararlardan işçiye karşı diğer davalılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-
22. HD. 05.11.2018 T. E: 13408, K: 23432-
Davalıların birden fazla olması halinde iş mahkemesinin yetkisi belirlenirken HMK. mad. 7 uyarınca ortak yetkili mahkemenin dikkate alınmayacağı-
Yargıtay önceki kararı ücret araştırması yönünden bozmuş, davacı tarafın temyizindeki muvazaa iddiasına karşı ise, dairece bozma ilamında mahkeme kararında dava konusu alacaklardan davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğundan ve davacı tarafça muvazaaya dayalı ücret farkı v.s. gibi bir alacak talep edilmediğinden, davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığının anlaşıldığı belirtildiğinden, bozma ilamının muvazaa yönünden kesin hüküm teşkil etmediği- Mahkemece davalılar arasındaki sözleşme ve şartnameler, davacıların murisinin hayatını kaybettiği iş kazasına yönelik iş yerinde düzenlenen iş müfettiş raporu içerikleri incelenerek ve gerekirse tanıklarda yeniden dinlenmek suretiyle davacıların murisinin tam olarak ne iş yaptığı, murisin çalıştığı sahada davalı Genel Müdürlüğün davacı ile aynı işi yapan işçisi bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği-  Davalılar arasındaki sözleşme konusu işin yapılan asli iş olup olmadığı, asli işlerden ise, teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı, yardımcı iş ise murisin hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığı, yaptırılan iş yönünden murise emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak, bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı Genel Müdürlüğü'nden den ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
5584 sayılı Posta Kanunu'nda özel hüküm olduğundan, yasanın 2. ve 10. maddelerindaki hükümler nedeniyle, davacının yaptığı işin, alt işverene verilebilecek bir iş olup değerlendirme yapılırken bu hususun da gözetilmesi gerektiği Mahkemece, yapılan alt işverenlik sözleşmelerinin, iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı, işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığı, alt işverenin işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olup olmadığı, alt işveren uygulamasının işçilik teminine yönelik olup olmadığının araştırılması, davalı idare ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi mi, yoksa muvazaalı bir ilişki mi bulunduğunun açıkça tespiti gerektiği- Davalı taraf, davaya cevapta "davacının kendi işçileri olmadığını" savunarak, "şahsi dosyası ve ilgili belgelerin alt işverenden temin edilmesini ve davanın alt işverene ihbarını" istemiş olduğundan, mahkemece davalının bu talepleri ile ilgili işlem yapılmamasının da hatalı olduğu-
İş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemli, mahkemece sigortalının kendisine verilen işin dışına çıktığı bu nedenle kazanın iş sözleşmesi kapsamındaki işin ifası sırasında meydana gelmediğinden davalı şirketin kusuru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilen eldeki davada, davacılar lehine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl işveren davalı şirketin hükmedilecek maddi ve manevi tazminatlardan sorumlu tutulmasının gerekip gerekmediği-
9. HD. 14.06.2022 T. E: 6753 , K: 7744
Mahkemeler verdikleri kararlarla uyuşmazlığı yargısal anlamda sona erdirmeleri sebebiyle, davanın taraflarının mahkemenin ulaştığı sonuca ne şekilde ulaştığını anlayabileceği bir gerekçenin bulunması, bu gerekçenin hükümle neden sonuç ilişkisinin kurulmasını sağlayacak yeterlilikte, açık ve anlaşılabilir niteliğe sahip ve gerekçenin çelişkili olmaması gerektiği-
Miktar belirtilmeden, harçlandırılmadan ve ayrıca infaz kabiliyeti olmayan tahsil hükmü kurulmasının 6100 sayılı HMK hükümlerine aykırı olduğu, mahkemece yapılacak işin, davacıya miktar açıklattırılıp, harcı tamamlandıktan sonra belirlenecek miktar ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak hüküm kurulması ve 6100 sayılı HMK’nın 119 ve devamı maddelerine göre işlem yapılması olduğu-
İşverenden ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan fesih öncesi ve sonrası döneme ilişkin olarak işe alınan ve işten çıkartılanlara ait liste ve kayıtlar getirtilip tanıklar dinlendikten sonra, işverence yapılan feshin sendikal nedene dayandığı sonucuna varılmış ise de, sendikal nedene yönelik araştırmanın yetersiz olduğu anlaşıldığından iş sözleşmesinin fesih tarihinden önceki ve sonraki altı ayda feshedilen işçilere ait kayıtlar gerek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan gerekse işverenden getirtilmek suretiyle, işyerinde kaç işçi çalıştığı, iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilen işçiler ile (varsa) bu işçiler arasından yeniden işe alınan işçiler ismen tespit edilip, tespit edilen işçilerin üyelik ve/veya üyelikten çekilme tarihleri, üyeliğin devam edip etmediğine ilişkin bilgi ve belgeler ilgili sendikadan getirtilmeli, böylece anılan dönemde iş sözleşmesi feshedilen işçilerden hangilerinin sendika üyesi olduğu tespit edilmeli, böylece feshin yapıldığı dönemde sendikaya üye olmayıp, iş sözleşmesi feshedilen işçilerin bulunup bulunmadığı, sendikaya üye olan ve davalı iş yerinde çalışan toplam işçi sayısı ve üyelik tarihleri, sendika üyeliğinden istifa etmesine karşın iş akdi sonlandırılan işçilerin olup olmadığı, sendikalı olup iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin yerlerine yeni işçi alınıp alınmadığı ve bunlar arasında sendikaya üye olan olup olmadığı, sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmelerinin yapma yetkisinin olup olmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı hususlarının araştırılarak feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.