Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) için öncelikle dava konusu vasiyetnamenin itiraza uğramaması, itiraz edilmiş ise vasiyetnamenin iptali davasının reddine karar verilmiş olması, başka bir deyişle vasiyetnamenin kesinleşmiş olması gerekeceğinden, bu amaçla vasiyetnameden bütün mirasçıların haberdar edilmesi ve hak düşürücü sürelerin başlaması için vasiyetnamenin açılıp okunması dosyasının kesinleşmiş olması gerekeceği, aksi takdirde tenfiz davası açılamayacağı-
Vekille takip edilen davalarda tebligatın vekile yapılması gerektiği, dava dilekçesinde davacıların adresi yok ise de; dilekçenin eki vekaletnamede davacıların açık adresinin belirtildiği, bu bakımdan, dava dilekçesinin HMK'nın 119. maddesine uygun olarak düzenlenmediğinden, bir başka ifade ile dava dilekçesinde usuli eksiklik olduğundan sözedilemeyeceği-
Vekâlet sözleşmesi ile avukat işini doğruluk kurallarına göre özenle yapıp, mesleğinin gerektirdiği biçimde yerine getirdiği takdirde ancak o zaman sorumluluktan kurtulacağı; davalı avukatın süresinde yetkili mahkemeye başvurmaması nedeniyle davacının maddi zarara uğradığı, ancak bu eylemin yalnız başına manevi tazminatı gerektirmeyeceği-
Birleştirme kararı verilse dahi her bir dava bağımsız dava olma özelliğini koruduğundan, asıl ve birleştirilen davaların her biri bakımından 6100 sayılı HMK.nın 297.maddesine uygun biçimde ayrı ayrı hüküm kurulması, diğer taraftan birleşen davada dava değeri üzerinden alınması gereken eksik nisbi harcın ikmali içi 492 sayılı Harçlar Yasasının 30.maddesi gereğince birleşen davacıya süre verilerek, re'sen harç tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde yargılamaya devam edilmesi, aksi durumda dosyanın işlemden kaldırılması, davanın üç ay içinde yenilenmemesi halinde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, ihalelerde pey süren olup, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi peşin harç ve akabinde ihale bedelinin %5'i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
İpotekli taşınmazın paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi sonucunda ihale bedelinden dahili davalıya herhangi bir bedelin kalmadığı anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince dahili davalı yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davacının davayı açmakta haklı olduğu dikkate alınarak, taşınmazın devri işleminde tarafların yerleşim yeri adreslerine göre komşu olmaları, devir işleminin davalıya yapılan dava dilekçesi tebliğinden kısa bir süre sonra yapılmış olması, taşınmazın ipotekli haliyle temlik alınması, dahili davalının da ticaretle uğraşması gibi nedenler değerlendirildiğinde dahili davalının iyiniyetli kabul edilemeyeceği, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumluluğuna gidilmesi gerektiği-
Davcı vekilince "Kamu borcunun ödenmesi nedeni ile davadan ve ihtiyati haciz taleplerinden vazgeçtikleri" belirtildiğinden, mahkemece, davacı kurum vekilinden verilen bu dilekçe ile kasıtlarının ne olduğu netleştirilerek "davadan feragat" niteliğinde ise "davanın feragat nedeni ile reddine", "vazgeçme niteliğinde" ise her iki davalıdan da vazgeçmeyi kabul edip etmedikleri sorularak kabulleri halinde "davanın açılmamış sayılmasına", kabul etmemeleri halinde borç ödenmiş ve dava konusu kalmamış olduğundan "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği- Yargılama sırasında kamu borcu yapılandırması halinde davanın konusuz kaldığından söz edilemeyeceği ve "ileride borçlunun yapılandırması geçerliliğini yitirdiği takdirde Maliye Bakanlığının yeniden dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile"geleceğe yönelik belirsiz nitelikte hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK 40 maddesi gereğince Yargıtay bozma ilamından dolayı icra muamelelerinin duracağından bahisle icra müdürlüğünün ''Yargıtayın bozma kararı ile tüm işlemlerin durduğu'' gerekçesiyle alacaklının haciz talebinin reddine ilişkin kararının doğru olacağı-
28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı yasının 1. maddesi ile HMK mad. 20'de yapılan değişiklik çerçevesinde, görevsizlik kararı veren mahkemeye yapılan gönderme talebi süresinde değilse veya taraflarca gönderme talebinde hiç bulunulmamışsa dosya kendisine resen gönderilerek esas numarası alan mahkemenin yapacağı işlemin ne olacağı ve davanın açılmamış sayılması kararını verme görevinin hangi mahkemeye ait olduğu-
Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilmesi uygulamasının, ifade ve basın özgürlüğünü sınırladığı- Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğinde olduğu, sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması uygulamasının kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı- İnternet abonelerine ait kimlik bilgileri kişisel veri niteliğinde olduğu, polise sanal ortamda araştırma yapma yetkisi kapsamında kişisel veri niteliğindeki internet abonelerine ait kimlik bilgilerinin polis tarafından elde edilmesine imkân tanımasının ve bu yöndeki bilgilerin erişim, yer ve içerik sağlayıcıları tarafından kolluğa bildirilmesinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.