Davacı tarafından davalıya havale gönderildiği ve dekontlarda açıklama yer aldığı anlaşıldığından, havale konusu miktar bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat bulunduğu-
Haricen tahsil olunan para icra müdürlüğünce tahsil edilmediğinden, alacaklının cezaevi harcı ödemesine gerek olmadığı-
İş Mahkemesinin tensiben verilen ihtiyati haciz kararının infazının talebi ile haciz uygulandığı, icra takibine başlanmadığı görüldüğünden, söz konusu şikayeti incelemede görevli mahkemenin, ihtiyati haciz kararını veren İş Mahkemesi olacağı-
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için de; borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması gerektiği- Dava konusu alacak, vekilin müvekkili adına tahsil ettiği paraları müvekkiline vermemesi talebine ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiğinden, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir alacaklı tarafından "kayıt kabul davası" açılmış olması halinde, borçlu-müflisin ya ‘kayıt kabul davasının sonucunun bekleyip, o davada kesinleşecek alacak miktarını karşılamak suretiyle’ ya da ‘kayıt kabul davasının sonucunu beklemeden, o davadaki alacak miktarını karşılayacak teminat göstermek suretiyle’ iflâsın kaldırılmasını isteyebileceği–
Henüz nakde çevrilmemiş teminat mektuplarının vadesi gelmiş komisyon borçları hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği–
"Ana para ipoteği"nin (kesin ipoteğin) MK. 875'de belirtilen hususları -yani; "ana para", "takip giderleri" ile "vade tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizleri" kapsayacağı–
Davalıların, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan ........... tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı kefillerin imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo bedelinden sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı halde mahkemece davanın bu yönden kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığı- Dosyadaki bilgilerden takibe konu borçların, asıl borçlu ile davalı şirket arasında üç ayrı kredi sözleşmesine dayandığı, ne var ki davalı kefillerin sadece tek bir sözleşmeye kefil olduklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak davalıların kefalet imzası bulunan kredi sözleşmesi kapsamında takip tarihi itibariyle kredi borçları bulunup bulunmadığı belirlenip, sorumlu olacakları miktar tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinin feshinden sonra kira bedelinin indirilmesinin talep edilemeyeceği- Bilirkişi tarafından gece konaklaması yapılamadığı için kira bedelinin indirilmesi gerektiğine dayalı olarak hesap yapılmış ise de; davacı tarafından gece konaklamasının yapılmasının engellendiğine ilişkin bir iddia ve bu hususta bir delil de sunulmadığından davanın reddi gerektiği- Davalı idare ile davacı şirket yetkilileri arasında düzenlenen kiralananın teslimine ilişkin protokolde, taşınmazdaki eksikler belirlendikten sonra, bu eksiklerin tamamlanması için davacı şirkete 15 günlük süre verildiği, bunların tamamlanması durumunda depozito bedelinden karşılanacağının belirtildiği görüldüğünden yapılan bu protokol dikkate alınarak depozito bedelinin iade edilip edilemeyeceğinin tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.