Tahkikata bağlı davalarda, tahkikat bitinceye kadar ıslah yapılabileceğinden, hakim tarafından «tahkikatın bittiği» bildirilinceye kadar ıslah isteminin kabulü gerekeceği–
17. HD. 14.05.2019 T. E: 2016/13984, K: 6059-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı- Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği- TMK. 9'da, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, hükmüyle hak elde edebilmesi, borç altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlandığı, TMK. 10, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin olmayı kabul ederek, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır, hükmünü getirdiği- Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar HUMK 286'ya göre bilirkişinin “rey ve mütaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı, TMK. 409 da akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğinin öngörüldüğü- Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, miras bırakanın vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı hususunun 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddelerinde öngörülen şekilde Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Dairesinden elde edilecek raporla saptanması, miras bırakanın, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde ehliyetsiz olduğunun belirlenmesi halinde bu nedenle davanın reddine, yok eğer, ehliyetli olduğunun belirlenmesi halinde ise, davada dayanılan diğer hukuki sebeplere dayalı isteğin değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile davacıların açtığı ehliyetsizlik ve iradeyi ifsat eden nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğinin reddine karar verilemeyeceği-
İlacın hayati önem taşıdığına ilişkin itirazın incelenmesinde sosyal sigortalar kurumu yüksek sağlık kurulunun görüşünün alınmasının, buna da itiraz olması durumunda adli tıp meclisinden alınacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
İçerisinde psikiyatri uzmanı da bulunan bir heyetten açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesinin gerektiği-
Davacının maluliyet oranının kaza tarihine göre yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği-
İyi niyetin amacının iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu bu hususların daima göz önünde tutulması bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesinin ve değerlendirilmesinin gerekeceği, kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınacağı-
Sahtecilik yönünden adli tıp kurumundan rapor alınmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.