Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Dava ve takip konusu bonoda malen kaydı bulunmakta olup, davacı senedin borçlusu, davalı lehtarı ve takip alacaklısı, davalı şirket  ise senette ve takipte bir sıfatı olmadığından, mahkemece, davalı şirket vekilinin husumet yönünden itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Uyuşmazlık konusu senede istinaden yapıldığı iddia olunan tüm ödemelerin takip konusu senedin tanzim tarihinden öncesine ait olduğu halde mahkemece bu ödemelerin senede yönelik olduğunun kabulünün isabetsiz olduğu-Senet tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 592 uyarınca, sonradan doldurulmak kaydıyla senet tanzim ve vade tarihi olarak açık senet düzenlenmesinin mümkün olduğu- Davacının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu HMK. mad. 200 uyarınca usulüne uygun yazılı delille ispat etmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Mahkemece ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi ya da tahrifat iddiası yönünden ayrıca inceleme yaptırılıp deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu senedin tahrifattan önceki miktarı belirlendiğine göre, belli olan bu kısım yönünden davanın reddinin gerekeceği-
Beden gücü kaybına uğrayan kişinin aynı işi zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla efor sarfıyla yaptığı gerçeğinden hareket edilerek bir anlamda zararı, fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğunun kabul edilmesi gerektiği- Davacının çalıştığı kurumdan kaza tarihinden emekliye ayrıldığı tarihe kadar almış olduğu maaşlar ile emekli olmasaydı en son bildirim tarihine kadar alması gerektiği maaşları gösteren çizelge istenmesi gerektiği- Olay tarihinden bilinen son gelir tarihine kadar işlemiş devre gelirlerinin, bu dönemlere ilişkin olarak bildirilen maaşlar üzerinden peşin değersiz olarak hesaplanması ve bu tarihten sonra işleyecek devre gelirlerinin her yıl için %10 oranında arttırılarak her yıl için ayrı ayrı %10 iskontoya tabi tutulması gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aktif dönem zararının asgari ücret esas alınarak hesaplamasının hatalı olduğu ve bilirkişiden davacının aktif dönem zararının belirlenmesi için ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Hukuki ehliyetsizlik ve aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil talebine-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu araçta meydana gelen hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin açılan davada, kusur oranlarının tespiti için trafik polis memuru bilirkişiden aldırılan 05/11/2012 tarihli rapora göre; davalı şirketin gerekli işaretlemeleri yapmadan yolu trafiğe kapatarak kazaya sebep olduğu anlaşıldığından kazanın oluşumunda %80 oranında, karşı araç sürücüsü ...'nun yolun sağ kenarında bulunan “Dur” işaret levhasını dikkate almayarak yola çıktığından %20 oranında kusurlu, davacıya ait araç sürücüsü ...'nun ise kusursuz olduğunun belirlendiği- Taraf vekillerinin itirazı üzerine İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan kusur uzmanı bilirkişi heyetinden aldırılan 18/03/2013 tarihli raporda da bu görüşe iştirak edilmiş; belirlenen kusur oranları mahkemece kabul görerek hükme esas alındığı- Aynı kazaya ilişkin her iki dosyada kusur konusunda aldırılan bilirkişi raporları tamamıyla birbirinden farklı olup bu farklılık nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi gerektiğinden, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru olmadığı- Tarafların davaya konu trafik kazasındaki kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'ne gönderilerek tüm dosya kapsamına göre kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve diğer tüm delillerin irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması ve daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.