Mahkemece öncelikle davacıya 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında talebi açıklattırılarak, davacının talebinin icra dosyasındaki tüm bedelden sorumlu olmadığının tespitine yönelik olması halinde, öncelikle dava değeri üzerinden davacının yatırması gereken başvuru harcı ile peşin harcın hesaplanıp belirlenen miktarın mahkeme veznesine yatırması için gerekli süre verilerek, harç eksiği ikmal edildikten sonra yargılamaya devam edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yeni oluşturulacak bilirkişi kurulu marifeti ile iki rapor arasındaki çelişkiler giderilerek, hasıl olacak sonuca göre hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Alınan raporlar doğrultusunda; dava konusu tutanaktan önce 357 gün esas alındığında tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha az ortalama elektrik tüketimi yapıldığı, tutanaktan önce 1583 gün esas alındığında ise tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha fazla ortalama elektrik tüketimi yapıldığının tespit edildiği, bu kapsamdaki değerlendirmeler yönünden çelişkilerin giderilmediği, davacının tespit edilen eylemi yönünden belirlemeleri yürürlükteki mevzuata uygun olmadığı anlaşıldığından; mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 122 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi ve söz konusu eylemin oluşturduğu sonuç açısından belirlenmesi için ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflardan birinin rapora itiraz etmesi, diğer tarafın itiraz etmemesi halinde ise raporun itiraz etmeyen taraf yönünden kesinleşeceği ve itiraz eden taraf yararına usuli kazanılmış hakkın doğacağı, bu ilkenin sonucu olarak, itiraz üzerine yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda verilen raporun, önceki rapora göre itiraz eden taraf aleyhine olması halinde, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak önceki raporda belirtilen kusur oranı, zarar miktarı vs. esas alınarak hükmedilecek miktarın belirleneceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ; 297758 nolu faturada aktif güç için elde edilen değerin kurulu güce göre elde edilen değer ile hemen hemen aynı olduğu ilgili yönetmelik gereği ortaya çıkarılan normal tüketime dayalı fatura değerini tespit etiği belirtilmiş olup kaçak elektrik tahakkuku yönünden açık bir hesaplama yapılmadığı, bu şekilde hükme esas alınan raporun Yargıtay denetimine elverişli olmayıp, hüküm kurmaya yeterli olmadığı-
Elektrik hizmetini alan abonelerin, abonelik sözleşmeleri feshedilmedikçe, kaçak kullanım nedeniyle oluşan elektrik bedelinden, fiili kullanıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Taraflar arasındaki alacak davasında hükme esas alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, bedelin hesaplattırılması ve fatura borcunun belirlenmesi suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece karar verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Dava konusu uyuşmazlığın sayacın doğru tüketim kaydetmemesi nedeniyle doğduğu dosyadaki belgelerle sabit olduğuna göre, davalı idarenin, kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterip göstermediği ve dolayısıyla, 818 sayılı BK’nun 98/2. maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken BK’nun 44. maddesi (6098 sk. 114/2. maddesi delaletiyle 52. maddesi ) uyarınca müterafik kusurlu olup olmadığı hususunu da saptanması gerekeceği- Takip ve dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ile saptanacak olmakla, alacak likit kabul edilemeyeceğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda alternatifli olarak hesaplama yapıldığı, ilk altenatifte davalı kurum tahakkuku esas alındığı, ikinci alternatifte sonraki ihtilafsız dönem tüketim miktarları esas alınarak belirlemede bulunulduğu, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun olmadığı, talep edilen kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği-
Konusu kaçak elektrik olan icra takiplerinde; söz konusu eylem haksız fiil niteliğinde olması nedeni ile kaçak elektriğin kullanıldığının tespit tarihinden itibaren, temerrüt faizi istenebilirse de, davacı alacaklı icra takibinde faizin başlangıcı olarak daha sonraki bir tarihi seçmekle mahkemece taleple bağlılık kuralı uyarınca, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.