İpoteğin, takibin diğer borçlusunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı ve ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu anlaşıldığından, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinin, 103 tebliğiyle veya öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği-
Takip tarihi 05.11.2012 olup 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekeceği, bu durumda İİK 82/1 maddesine dayalı şikayet talebi de bulunduğu gözönünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, gerektiğinde alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İİK.nun 83/c maddesine dayalı şikayetin kamu düzeniyle ilgili olup süreye tabi olmadığı-
Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yazın (3-4 ay) gazinoculuk yapmasının, haczedilmezlik şikâyetinde bulunmasına engel teşkil etmeyeceği–
Haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçluya ait olduğu tasarrufun iptali davasının davalısının "borçlu sıfatı" bulunmadığından haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı-
Sunulan süre tutum dilekçesinde herhangi bir istinaf sebebi ileri sürülmediği, gerekçeli istinaf dilekçesi de yasal süresi içerisinde verilmediği, verilen kararda kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hatanın yapılmadığı belirtilerek, şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zorunda kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği, icra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun, haczedilmezlik şikayeti ya da taşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düşmekte olduğu, haczedilen menkullerin İİK'nın 82/1 maddesi uyarınca devlet malı olduğunu, Belediye Kanunu gereğince fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını ve haczedilemeyeceğini ya da hacizlerin taşkın haciz olduğunun borçlu belediyece ispatlanması gerektiği mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı-
Meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tam teşekküllü bir mesken niteliğinde olması şart olmadığı gibi tek bir odasının ikamete elverişli olduğu durumlarda dahi anılan iddianın değerlendirilmesi gerekeceğinden, taşınmazın iki odasının bakkal ve bakkalın deposuna ayrılmasının önem taşımadığı, haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmaması ve evin fiilen kullanılmamasının da meskeniyet şikayetine engel olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.