İtirazın iptali davası-
İtirazın kaldırılması isteminin kabulü halinde alacaklı, reddi halinde borçlu lehine, istekleri var ve diğer koşullarda mevcutsa, iyi ya da kötüniyete bakılmaksızın mutlak surette icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmaması durumunda, şekil şartlarına (TBK. mad. 583) uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesinin geçersiz olacağı- Bölge Adliye Mahkemesince davacının itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı alacaklı tarafından takip yapıldığı ve dava açıldığı tarih itibariyle kiralanan tahliye edilmemiş olduğundan davacının takip yapmakta ve dava açmakta haklı olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet veren davalı dava devam ederken kiralananı tahliye etmediğinden, tahliye davalı lehine hak doğurmayacağından davalı lehine icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği-
Davacı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğuna göre sadece miktar açısından kesinleşmiş olan kira bedelinin süresinde ödenip ödenmediği hususunun araştırılması gerekeceği, kira bedelinin tespitinin mahkemenin görevinde olmadığı-
Temerrüt gerçekleştikten sonra icra dairesinde ödeme taahhüdünde bulunulmuş olmasının, kiranın yenilendiği anlamına gelmeyeceği, öte yandan ödeme emrinde 30 gün içerisinde borcun ödenmemesi halinde icra mahkemesinde tahliye davası açılabileceği ihtarının yer aldığı, bu ihtar sonrasında İİK.nun 269/a maddesi uyarınca icra mahkemesinde, temerrüt nedeniyle tahliye davası açıldığı, bu durumda geçerli bir tahliye ihtarından sonra ödeme emrinde verilen yasal 30 günlük süre içerisinde borç ödenmediğinden, davalının temerrüdünün gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği, mahkemece bu nedenle davanın kabulü ile kiralanın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Vekilin istifa ettiğinin mahkemeye bildirilmesi halinde mahkemece asile ‘vekilinin vekillikten çekildiği’nin bildirilmesi gerekeceği-
10.4.1992 gün, 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, mahkemece, önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.