Taraflar arasında imzalanan KOBİ destek kredisi sözleşmesine istinaden açılan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin davada, genel hükümlerin uygulanacağından, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, bu nedenle mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
11. HD. 22.09.2016 T. E: 2015/15638, K: 7434-
TTK. mad. 1472 uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan rücuen tahsili istemine istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece görev hususu re'sen gözetileceğinden, sigortalı ve davalı arasında kira ilişkisi bulunmasına ve uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olmasına göre, HMK. mad. 4/I-a gereğince kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı; bu durumda halefiyete göre açılan davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Kart çıkaran kuruluşlar(bankalar) tarafından, kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu m.44/2 uyarınca, HUMK’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapıldığı; HMK’nun 447/2. maddesi uyarınca bu atfın HMK’nun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı; gerek HUMK’un göreve ilişkin 1-8. maddelerinde, gerekse HMK’nun 1-4. maddelerinde genel mahkemelerin görevlerinin düzenlenmiş olduğu; ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olmasına, ticaret mahkemelerinin görevinin TTK'nun 5. maddesinde düzenlenmiş bulunmasına, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesinde ise TTK’nun göreve ilişkin hükümlerine herhangi bir atıf yapılmamasına göre 01.10.2011 tarihinden önceki davalar bakımından dava değerine göre sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu-
6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden önce açılmış olup, bankadan alınan tüketici kredisi sebebiyle düzenlenen hayat sigorta poliçesi kapsamında tazminat istemi-
Davacının, çeklerinin bilgisi dışında kullanıldığını, şahıs çeki niteliğindeki çeklerin, haberi olmaksızın bir şahıs tarafından düzenlenmiş olduğu, kendisinden habersizce düzenlenerek kullanılması ve piyasaya sürülmesinin, kötü niyetli üçüncü kişilerin haksız şekilde yararlanarak sebepsiz zenginleşmesine ve kendisinin de mağduriyetine mahal vermemek adına, bu çeklerin zayi kabul edilerek iptaline karar verilmesini talep ettiği davada, davacı davayı her ne kadar hasımsız olarak açmış olsa da çekin 3. kişi olan şahısta bulunduğunu ve onun tarafından düzenlendiğini belirttiğinden, talebin söz konusu çeklerin istirdatı talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği, özel dava şartı bakımından konuyu düzenleyen yasa maddesine göre arabuluculuğun dava şartı olduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığından, davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK'nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, TTK'nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu- Aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında "Yargılama usûlüne" ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği- Gerek davalı araç sürücüsü ve gerekse de davalı sigorta şirketinin sorumluluğu aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan, bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan "asliye ticaret mahkemesince" çözüme kavuşturulması gerektiği-
Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payının miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa altsoyuna, yoksa diğer mirasçılara geçeceği, somut olayda, murisin mirasını reddetmiş olmaları nedeni ile yasal mirasçı sıfatı kalmayan adı geçen davalıların bu dava yönünden pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, o halde mahkemece, mirası reddeden davalıların mirasçıları tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esası incelenerek varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekeceği- Mahkemece, davalının tacir olup olmadığı araştırılarak, davalının tacir olması durumunda faizin hesabında TBK.nun 88 ve 120. maddesindeki sınırlamalarının etkili olmayacağı gözetilerek faizin hesaplanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.