Davacının Organize Sanayi Bölgesi üyeliğinin tespitini istemekteki amacı, anılan yerde işyerine sahip olmak olduğundan, bu hususta eda davası açabileceği halde, üye olduğunun tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Taraflar arasındaki kayıt kabul davası-
İptali istenecek geçerli bir satış işlemi bulunmadıkça iptal davası açılamayacağı-
Sözleşmenin geçerliğini etkileyen bir ikrahtan söz edilmesi için; iradesi sakatlanan tarafın bir tehdide maruz kalması, yapılan tehdidin ağır ve derhal vukubulacak bir tehlikenin mevcut olduğu kanaatini uyandırması, tehditte belirtilen tehlike sözleşenin şahsına veya yakınlarına yönelik olması, sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılmış bulunması ve nihayet tehdidin hukuka aykırı sayılması gerekeceği, bu cümleden olarak bir hakkın veya kanuni yetkinin kullanılması sözkonusu olmadıkça tehdit hukuka aykırı olduğu gibi, bir hakkın veya kanuni yetkinin kullanılacağı tehdidinin tehdit olunan için yarattığı güç durumdan aşırı menfaat elde etmek üzere yararlanılmışsa yapılan tehdidin yine hukuka aykırı olacağı-
Dava konusu yapılan sözler bir iş adamının tepkilerini içermekte olup, kişilik haklarına saldırıdan söz edilemeyeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde, "icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunulmadığından takibin düştüğü" gerekçesi ile "ihalenin feshine" karar verilmişse de, kamu düzenine ilişkin olmayan ve şikayetçi tarafından ileri sürülmeyen bu hususun re'sen ele alınamayacağı-
Taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 25.04.1984 tarihiyle dava tarihi olan 30.01.2006 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan davacıların kadastro tespitinden önceki miras taksim sözleşmesine dayanmalarının olanaklı olmadığı, kadastro tespitinin kesinleştiği 25.04.1984 tarihinden sonra ise, taşınmaz tapuya tescil edildiğinden MK.nun 676. maddesine göre paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu-
Alacaklı şirket tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Davalı borçlu ile davalı 3.kişi anne-oğul olup haciz tarihi itibariyle davalı 3. kişinin 18 yaşında olması, adresinde yapılan başka bir hacizde, haciz mahallinde borçlunun diğer oğlunun önceden borçlu annesi ile davalı 3.kişi kardeşinin birlikte mobilya şirketi işlettiklerini sonradan annesinin mobilya şirketini kapattığını, davalı 3. kişinin farklı ünvanla mobilya ticaretine başladığını beyan etmesi ve davalı 3.kişinin işe başlama tarihi ile takip dayanağı çekin keşide tarihi arasında 1 ay olmakla birlikte ticari hayatta çeklerin ileri tarihli düzenlenmesinin sıklıkla karşılaşılan bir durum olması, davalı 3. kişinin diğer adresinde yapılan başka bir hacizde "borçluya ait evraklara rastlanılması, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olması" nedeniyle borçlunun ticari faaliyetine davalı 3. kişi üzerinden danışıklı olarak devam ettiğinin anlaşıldığı; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla "alacaklı lehine olduğu", ispat yükü altında olan davalı 3. kişi karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delil sunamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 11.02.2019 T. E: 2018/16071, K: 1279-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.