Karara esas alınan bilirkişi raporunda, hem akdi hem yasal vekalet ücreti hesaplanmış olup, davalı yanın, icra takibinin vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğuna dair beyanının göz ardı edildiği, davalı yanca başlatılan takipte hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti talep edilmiş gibi değerlendirilerek davalının talebinin raporda belirlenen miktarın altında kaldığı yönündeki değerlendirmesinin doğru olmadığı, davalının başlattığı icra takibindeki talebinin akdi vekalet ücretine ilişkin olduğu nazara alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı avukatın, vekalet görevinden azlini haklı kılan herhangi bir neden bulunmadığı, vekil konumundaki davacının, 'davanın sonucu bakımından umutlu olmadığı ve hakimin taraflı olduğu konusundaki izlenimlerini' gönderdiği notla müvekkili ile paylaşmasının olağan olduğu, söz konusu yazıda yer alan sözlerin, azli gerektirecek ve taraflar arasındaki güven ilişkisini ortadan kaldıracak nitelikte bulunmadığı, Avukatlık Kanunu'nun 174/2. maddesi gereğince, haksız azledilen avukatın, takip ettiği her dava ve takip için avukatlık ücretinin tamamına hak kazanacağı, davacının, sözleşme gereği ve ayrıca ticaret mahkemesinin dosyasında hesaplanan avukatlık ücretine hak kazandığı gerekçesiyle, davalının icra takibine karşı yaptığı itirazın iptaline ve asıl alacak, harç, icra takip masrafları ve avukatlık ücreti gibi ferileri ile birlikte toplam miktar üzerinden çıkarılan depo kararı üzerine, belirlenen tutar mahkeme veznesine yatırıldığından, iflas davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Masrafları kendisinin yaptığını iddia eden davacı avukatın bunu kanıtlaması gerektiği; aksi takdirde bu masrafların davalıdan peşin olarak alınmış olduğunun kabul edileceği- icra dosyasında yasal süreler içerisinde satış istenmemesinden dolayı menkul ve gayrimenkul hacizlerinin düştüğü, düşen hacizlerin yenilendiği ancak yine satış istenmediği, takiplerin düştüğü, sonra yenilendiği, ancak herhangi bir tahsilatın yapılmamış olduğu, davalı tarafından davacı avukatın vekalet görevinin gereklerini tam ve sağlıklı olarak yerine getirmediği anlaşıldığından, avukatın haklı olarak azledildiğinin kabul edileceği- Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceğinden, mahkemece, azil tarihi itibariyle davaya konu yapılan icra dosyalarından sonuçlanıp, kesinleşen bulunmadığından haklı azilden dolayı davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Vekilin azlinin haksız olduğu, avukatın tüm iş ve işlemlere dair talep ettiği akdi ve yasal (karşı yan) vekalet ücretine hak kazandığı olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığından takip ettiği davadaki harca esas değerin Avukatlık Kanununun 164/4. maddesi gereğince, %10’u ile %20’si arasında nispi (yüzde) olarak yapılacak hesaplamaya göre belirlenmesinin gerektiği- Davada taraf sıfatı olmayan müdahilin ve hakkında hüküm kurulmadığından temyiz hakkı bulunmayıp, temyiz dilekçesinin reddinin gerektiği-
Mesleki veya ticari amaçla hareket etmeyen kişilerle vekalet verdikleri avukat arasında doğan uyuşmazlığa tüketici mahkemesinde bakılacağı-
Avukatlık ücret sözleşmesinde iş sahiplerinin sözleşme konusu hukuki ihtilafların sulhle bitirilmesini istemesi durumunda avukatlara yazılı olarak bildirim yapacakları kararlaştırılmış olduğundan ve dosya kapsamından davalıların belediye ile sulh olunması hususunda davacılara yazılı talimat vermedikleri anlaşıldığından, ibranamede ise, "hangi parsellere ilişkin belediyeden para tahsil edildiği, tahsil edilen paranın ne kadar olduğu, ibranameye konu hukuki ilişkinin ne olduğu" hususlarında herhangi bir açıklama bulunmadığından, yani, adı geçen belge bir "makbuz" niteliğinde olup, ibraname şartlarını taşımadığından davacı avukatların sözleşmeye aykırı davrandıkları ve davalı müvekkillerin davacıları azletmekte haklı olduklarının kabulü gerektiği- Haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceğinden ve azil tarihinde davacı avukatlar tarafından takip edilen dava dosyası sonuçlanıp kesinleşmediğinden, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Avukatlık ücretine ilişkin davanın kısmı dava olarak açılabileceği-
Avukatın, aksine sözleşme yoksa; işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemeyeceği- Haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukatın, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebileceği- İşin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edilmeli, bunun aksini ileri süren, başka bir ifade ile müvekkilinden masraflar için avans almadığını iddia eden avukatın da, bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu- Davacı avukatın alacağı talep etmesi için alacağın muaccel olması ve muaccel alacağın ödenememesi halinde istifanın haklı, henüz muaccel olmamış bir alacağın istenmesi halinde de istifanın haksız olacağının kabulü gerektiği-
Davacı avukat ile müvekkili davalı arasındaki vekalet ilişkisinin, davalı tarafından haklı ya da haksız feshedildiği tespit edilmeden davalının vekalet ücreti ödemekle yükümlü olup olmadığına karar verilemeyeceği-
Kural olarak; sözleşmeden doğan alacak zamanaşımının, alacağın muaccel olduğu anda işlemeye başlayacağı- Muacceliyet kavramı, alacaklı tarafından (alacağın) talep ve dava edilebilir hâle gelmiş olma anlamını taşıdığından, öncelikle doğmuş bir alacağın varlığı gerektiği- Bu anlamda, kural olarak, ifa anının gelmesine borcun muaccel olması denilebileceği- Alacaklının ancak bundan sonra alacağını dava edebileceği ve alacak için zamanaşımı süresinin de bu andan itibaren işlemeye başlayacağı- Bir iş görme sözleşmesi olan avukatlık sözleşmesinde de ücretin, aksine bir anlaşma olmadığı takdirde, işin tamamlanması (hukuki yardımın konusu bir dava ise, davanın kesin hükme bağlanması, bir icra takibi ise takibin sonuçlanması veya aciz vesikasına bağlanması suretiyle) ile muaccel olacağı- Bununla birlikte avukatın üzerine aldığı iş sonuçlanmadan haksız azil, haklı istifa, vekilin ölümü veya ehliyetini kaybetmesi sebebiyle sözleşme sona ererse, muacceliyet sona erme ile birlikte gerçekleşeceği- Eldeki uyuşmazlığa konu dava ve işlerin kesinleşme ve sair suretle tamamlandığı, davacı avukat tarafından en son yapılan işlemin 02.02.2006 tarihinde icra dairesince satışın düşürülmesine ve satış defterinin kapatılmasına karar verilmekle sona erdiği, dolayısıyla bu tarih itibariyle vekâlet ücreti alacağının muaccel hâle gelip zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı açık olup dava tarihi olan 15.06.2011 tarihine kadar BK’nın 126. maddesindeki beş yıllık süre dolmuş ve tüm alacak iddialarının zamanaşımına uğramış olduğu- Avukatın üzerine aldığı işler sonuçlandıktan sonra gerçekleşen azlin zaten muaccel hâle gelmiş bu işler yönünden zamanaşımının hesabında etkisi bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.