Ödenen tazminatın rücuan tahsili istemiyle açılmış olan davanın, bir iptal davası veya idari sözleşmeden kaynaklanan bir dava olmadığı, söz konusu davanın aynı Kanun hükmü anlamında “tam yargı davası” niteliği taşımadığı, tam yargı davalarının ancak her hangi bir idari eylem ve işlemden dolayı kişisel hakkın doğrudan muhtel olması halinde ve o kişisel hakkın sahiplerince açılabileceği; dolayısıyla, her hangi bir davanın tam yargı davası olarak nitelendirilebilmesi için, ortada öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunmasının gerektiği ve ayrıca bu işlem veya eylem nedeniyle kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olmasının da gerektiği-
Vakıf üniversitesi ile öğretim görevlisi arasındaki ilişkinin; özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğu, davalı vakıf üniversitesinin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak İş Mahkemesinin görevini ortadan kaldırmayacağından mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davaya bakmaya idari yargı yeri görevli olduğundan davanın reddinin isabetsiz olduğu-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
Anayasanın 129/5.maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunmasına; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında, öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekeceği-
Davacı Vakıf Üniversitesinin mallarının devlet malı sayılması için kamu tüzel kişisi olmasının yetmeyeceği, bütçesinin genel ve katma bütçe içinde yer alması veya kuruluş Yasasında açık bir düzenlemenin bulunmasının gerekeceği, oysa davacı üniversitenin genel ve katma bütçeye dahil olmadığı, Ek 7. maddenin aynı Yasanın 56. maddesine genel atıf yapması, onu genel ve katma bütçeli bir kuruluş haline getirmediği gibi, bu atfın davacı üniversitenin mallarının kendiliğinden devlet malı sayılmasını gerektirmeyeceği, uygulamada İİK.nun 82/1. maddesinde yazılı bir malın, devlet malı sayılması için bu kuruluşun genel ve katma bütçeli daire olması, malların kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş olması, temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan ve öz sermayesi devletçe temin edilmiş ve 1050 sayılı Yasaya tabi kuruluşa ait mallar olmasının gerekeceği, nitekim özel Yasalarında Kamu Tüzel kişisi olan TRT, Kızılay gibi benzer kuruluşların malları da devlet malı kavramı
Noterlik Kanun'u noterlerin sorumluluğu düzenlenmiş olup bu sorumluluğun, kusursuz sorumluluk olduğu ve noterin çalışanının yaptığı işlemden de sorumlu olacağı bu nedenle adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerinin uygulanmayacağı- Belge veya kimliğin ilk bakışta sahte olup olmadığı veya kimlikte şekli anlamda var olması gereken bir bilginin olmaması yahut olmaması gereken bir ibarenin bulunmasının noter veya çalışan tarafından dikkat edilmesi gereken hususlardan olduğu, noter veya çalışanının gerekli özeni göstermemesinin özen yükümlülüğünün ihlali sayılacağı-
Avukatlık sözleşmesinin hükmün kesinleşmesi ile sona erdiğinden açıkça sonlandırılmadığı veya diğer sona erme nedenleri bulunmadığı takdirde, vekalet ilişkisi halen devam ediyor olacağından, eğer ki, kesinleşme sürecinden sonraki işlemler için de aynı avukatın işe devam etmesi isteniyorsa, ayrı bir avukatlık sözleşmesi yapılması gerekip, hükümlü ile arasında uyarlama davasında kendisini temsil etmesi yönünde avukatlık sözleşmesi bulunduğuna dair bilgi veya belge mevcut olmadığı halde, sırf kesinleşen davada hükümlünün savunmanlığını yaptığı ve aralarında henüz geçerliliği sona ermemiş vekalet ilişkisi vardır gerekçesiyle avukata yapılmış olan tebligatın, uyarlama davası açısından geçersiz sayılacağı-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
Ölenin yakınlarının açtığı, Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile anlaşmalı olan kurumun evde bakım hizmetini yerine getirmemesi ve sonrasında gerçekleşen olaylar sonucu vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin davada; Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı ile özel evde bakım hizmetleri şirketi için Tüketici Mahkemesinde dava açılmasının hukuka aykırı olduğu- Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yönünden davanın idari dava olduğunun ve idare mahkemelerinde görülmesinin kabulü gerektiği-
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç, geliri olma ya da “fiilen kamu hizmetinde kullanılma” koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesi, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düştüğü-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.