393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesindeki "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez." hükmü kapsamında haciz yazısında belirtilen hesap numaralarına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaplara haciz tarihinden altı ay öncesine kadar yatan paraların mahiyeti ve kaynağının belirlenmesi gerektiği-
Geçidin ancak tapuda kayıtlı ve bir kamu hizmetine tahsis edilmeyen kamuya ait tapulu taşınmazlar üzerinden kurulabileceği, geçit kurulan yer kamu malı niteliğinde ise kamu yararı ile kişi yararının çatışması durumunda kamu yararına üstünlük tanınması gerekeceğinden bu nitelikteki bir yer üzerinden de geçit kurulamayacağı-
8. HD. 11.02.2019 T. E: 206, K: 1274-
Vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmiş olduğu ifadelerden sonra, -6552 s. Kanun'un 121. maddesi ile- 5393 s. Belediye Kanunu 15. maddenin son fıkrasına eklenen hükmün "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir.  On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak şekilde yapılamaz" şeklini aldığı- 6552 s. Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği- 10.01.2014 tarihinde başlatımış olan icra takibinde, 6552 sı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı- Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamın, icra takibine konu edilmesi halinde, el atma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın -5999 s. Yasa'nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği- 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda; idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerektiği- 
Davacı tarafından kasko poliçesi gereği sigortalıya ödenen bedelin, hizmet kusuru nedeniyle zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemi-
4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın davalı adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteği-
Davacı tanığı davalı şirketin .... Büyükşehir Belediyesinin işlerini taşeron olarak yaptığını iddia etmişse de dosyadan davalı şirket ile ... Büyükşehir Belediyesi arasında hizmet alımı olup olmadığı anlaşılmadığından mahkemece bu hususun araştırılması, davalı şirketin fesih tarihinde, Türkiye genelinde, aynı işkolundaki sigortalı sayısının araştırılması, bu işyerlerine ait tüm dönem bordrolarının getirtilmesinin gerektiği-
Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…(II) sayılı cetvelde yer alan kadro, pozisyon ve görevlere Cumhurbaşkanı onayı ile…” ibaresinin (II) Sayılı Cetvel ’de yer alan “I. Hukuk Müşavirleri (Bakanlık Bağlı, İlgili, İlişkili Kuruluşları)” ve “Spor Müşavirleri” yönünden konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptali gerektiği-(II) Sayılı Cetvel’in kalan kısmı yönünden konu bakımından yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine, içeriği itibarıyla Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği-
Avukatın, hem davalı hem de davacı tarafta yer alarak menfaat çatışması olan kişilerin vekilliğini yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının, eşi olan davalı muristen ............ Noterliğinin .......tarih, ............. yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazla ilgili olarak talep hakkının bulunduğu, mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davacının miras payı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- HMK m.297/2 hükmü gereği hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, mahkemece, davalı mirasçıları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava ve ıslah dilekçesinde, bedelin faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemi bulunmasına rağmen, mahkemece, faiz hususunda hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.