Takibin dayanağı olan "teyit" başlıklı belge içeriği ile değerlendirildiğinde; belgenin Menemen Belediye Başkanlığı adına Mali Hizmetler Müdürü tarafından imzalandığı, üst yönetici ve dolayısıyla harcama yetkilisi olarak Belediye Başkanının imzasının bulunmadığı, harcama yetkisinin belgede imzası bulunan Mali Hizmetler Müdürüne devredildiğine dair yazılı bir belgenin sunulmadığı ve iddia edilmediği, dar yetkili icra mahkemesince bu hususun araştırma konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, dayanak belgenin İİK'nın 68/1 maddesi kapsamındaki belgelerden sayılamayacağı ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinin kabulünün gerektiği-
Davaya konu uyuşmazlık, kamusal kuruluşların işlemlerinden doğan bir uyuşmazlık olup, dosyaya taraflarca sunulan idare mahkemesi ve Danıştay kararları gözetildiğinde; uyuşmazlığın çözümü için kamu hizmetinin yürütülmesi gayesi ile kamu kurumlarına yasalarla verilen yetkilerin, kamu yararı çerçevesinde ve kamusal niteliği gözetilerek değerlendirilmesi gerekeceği- Uyuşmazlığın niteliği ve tarafların sıfatına göre davaya bakmakta idari yargının görevli olduğu(2577 sayılı İYUY. m.2)-
Zararlandırıcı olay bir kamu hizmetinin görülmesi sırasında meydana geldiğine, davacının kusurunun bulunmamasına, davalının yükümlü bulunduğu kamu hizmetinin yapılması ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmasına, tarafların askerlik yükümlülüğü yönünden bulundukları konumlara ve yukarda açıklanan hakkaniyet ilkesine göre davacının uğradığı zararın davalı tarafından karşılanmasının gerekeceği-
Yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; artık, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçluya haczi kabil mallarını bildirmesi için süre verilmesi gerekmediğinden, mahkemece, borçlunun şikayet gerekçesi olan Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin son fıkrası yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tesbit dışı bırakma işleminin, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tesbit işlemi değilse de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığının saptanarak hukuksal durumunun belirtilmesi nedeniyle, öncelikle bir tapulama işlemi olduğu, tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, yapılmışsa ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı, bu hususun, kadastro hukukunda işin özelliğinden kaynaklanan vazgeçilmez bir ana kural olduğu, bu ilkeye iki istisna getirildiği, bunların, bu yerin tapulu olmasının ya da kamu kurum ve kuruluşlarına ait bulunmasının halleri olduğu-
Hacze konu klimaları belediyenin bulunduğu yer iklim koşulları gözönüne alındığında kamu hizmetinin yapılması için zorunlu olan eşyalardan bulunmadığından, haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği- 
Maki Tefrik Komisyonunca, orman sınırlama hattının dışına çıka-rılan bir yerin “orman” sayılmayacağı, böyle bir yerin maki işlemi kesinleştiği tarihten itibaren MK. 713/I (ve 3402 s. Kadastro Kanunu’nun 17) maddesinde belirtilen koşullar altında kazanılabileceği-
Borçlu aleyhinde AYM'nin iptal karar tarihinden sonra haciz işlemlerinin uygulandığı haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte bulunan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi de bulunmadığından kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekeceğinden borçlunun gayrimenkul menkul hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulüne ve haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.