Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir... Davaya konu taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış; imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı ilgili Belediye Başkanlıklarından sorulmamış; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi yönünden ayrıntılı rapor alınmamış; zira yine söz konusu hususların tespiti amacıyla yöntemine uygun şekilde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamış; dosya arasında yer alan soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda açıklama içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmazı değerini belirtilmekle yetinilen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Vasiyetnameye «tanık» olarak katılacakların okur yazar olmala-rının, vasiyetnamenin geçerlik koşulu olduğu -
Takibe dayanak yapılan ilamda malikin, taşınmazın mülkiyetini idareye bırakılması karşılığında tazminat tabelinde bulunduğunun anlaşıldığı, her ne kadar mahkemece, hüküm fıkrasında, el konulan taşınmazın mülkiyetinin tapudan yol olarak terkinine karar vermişse de ilamdaki bu hükmün, kamulaştırmasız elatma tazminatının yasadan doğan sonucu olup taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermeyeceği, bu nedenlerle, dayanak ilam tazminat alacağına ilişkin olup, HUMK.nun 443/4. maddesi gereğince ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığı-
Takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiği ve 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası -Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde- Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat ilamlardan kaynaklı davalarda borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu,  borçlunun banka şubesi'ne 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesine ilişkin alacaklı tarafın talebinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Heyet raporunda ve mahkeme kararında haciz konulan hesabın "yapı denetim hesabı" olduğu kanaatine varılması halinde yapı denetim hizmeti karşılığı hizmet bedeli olarak yatırılan paraların neması niteliğinde faiz ve repo gelirlerinin hesabın niteliğini değiştirmeyeceği ve yapı denetim hesabına havuz hesabı niteliği kazandırmayacağı-
Davacılar, davalı Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olup diğer davalı şirket tarafından işletilen taş ocağı etrafında oyun oynarken çocuklarının patlamamış dinamit lokumu bulduğunu ve bununla oynarken patlaması nedeniyle çocukta meydana gelen yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep ettikleri davaya ilişkin olarak,  zararın kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetler nedeni ile meydana geldiği, 2577 sayılı İYUK mad. 2 hükmünce bu davanın konusunun bir tam yargı davası konusu olduğu anlaşıldığından davanın HMK. mad. 114 gereği yargı yolu bakımından reddedilmesi gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasında; ”Devlet malları ile mahsus kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemez.” hükmünün yer aldığı, İİK’nun 82/1. maddesi anlamında haczedilmezliğin “devlet malları” ve “özel yasalarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar” için söz konusu olduğu- 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu’ nda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının mallarının ve gelirlerinin haczedilemeyeceğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı, Bütçe Kanunu’nda sayılan genel ya da katma bütçeli daireler arasında yer almadığı görülmekle bu vakıfların mallarının haczedilebileceğinin kabulünün gerektiği-
Aleyhine geçit tesisi istenen taşınmazın malikinin kamu tüzel kişisi olmasına rağmen taşınmaz özel mülkiyete konu bir yer ise geçit tesisine karar verilmesi gerekeceği-
İSKİ tarafından İcra Mahkemesi'ne sunulan 02.06.2016 tarihli yazı cevabında söz konusu alacaklar, çevre ve temizlik vergisi payı olarak nitelendirilmiş ise de, şikayet üzerine haciz konulan paraların gerçek niteliği, mahkemece gerektiğinde yerinde uzman bilirkişi aracılığı ile denetlenerek belirlenmesi gerekip eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Eksik inceleme ve Yargıtay denetimine uygun olmayan bilirkişi raporuna dayanarak oluşturulan kararın bozulması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.