Güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkeğin, “sevmiyorum” diyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu- Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından, kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Evli bir erkeğin evli olduğunu bilerek gönül ilişkisine ve giderek cinsel ilişkiye giren kadının evli erkeğin eşinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu kabul edilmeli ve davacı eş lehine manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat, yayın ve saldırının önlenmesi istemlerine-
Bir siyasi parti liderinin, PKK’nın başı ile altı yıl önce yaptığı görüşmenin “maske düşürülme” başlığı altında yeni yapılmış bir görüşme gibi gösterilmesinin –ve bu olayla ilgili olarak davacının yargılanıp beraat ettiğinden hiç söz edilmemesinin– davasının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; kocasına hakaretler eden davacıya göre, karısına şiddet uygulayan davalının daha ağır kusurlu olduğu-
Jandarma Haber Bülteni'nden alınarak yayınlanan haberin, yayının yapıldığı gündeki görünen gerçekliğe uygun olması nedeniyle davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.