Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı (kadın) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup; Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekeceği-
Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlardan erkeğin eşini habersiz olarak ve harçlık vermeden ortak konutta bırakıp gitmesi sonrasında kadının bir süre ortak konutta yalnız kaldığının, komşularının maddi ve manevi yardımı ile geçinecek hale gelmesine sebebiyet vererek ekonomik şiddet uyguladığının, bu vakıanın kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığının anlaşıldığı, davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. maddesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği-
Kullanılan ifadeler davalı-karşı davacının kişilik haklarını ihlal eden hakaret içerikli ifadeler olup manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu-
Kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemi-
Yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece, düzenli bir gelirinin bulunmamasının onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı- Aksi düşüncenin, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarını ileriye dönük olarak kaybetmesine sebep olacağı- Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumunun ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınacağı-
2. HD. 16.05.2018 T. E: 2016/18436, K: 6329-
Yayın olayların gelişimi itibariyle görünürdeki gerçeğe uygun, kamu yararı olan ve güncel olduğu gibi öz-biçim dengesi de korunmuş bulunduğundan, hukuka aykırılıktan söz edilemeyip davanın tümden reddi gerekeceği-
Erkeğin boşanma davası açması ve fiili ayrılığı başlatmasının, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı-
Davalının eşinin hastalığı ile yeterince ilgilenmemesinin ve maddi-manevi destekte bulunmamasının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu-
Manevi tazminatın tutarı belirlenirken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarının da dikkate alınması gerektiği-Dava konusu olayın tarihi, yanlar arasında olayın öncesine ait sorunların bulunması, olay günü tartışmış olmaları gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat fazla olup, mahkemece davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminat takdiri gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.