Hakimin kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse lehine manevi tazminata hükmederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği-
2. HD. 08.11.2021 T. E: 6702, K: 8242-
Kişinin rızası dâhilinde bir internet sitesinde resminin yayınlanmasının başkaları tarafından da alınıp kullanılmasına izin verildiği anlamına gelmeyeceği-
Boşanmanın eki niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar yargılamanın her aşamasında istenebileceği-
Çalmak anlamında kullanılan "götürüm" sözcüğünün davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenip davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davalı Bakan’ın, kimi Kuruluşların açılış törenlerinde «... bugün SSK.’da PKK’lılar memur olarak çalışmaktadır... SSK’nun tabii hizmet-lerini görebilmesi için aldığı telsizler, PKK’lıların elinde, onlara hizmet sunuyor. PKK’lıyı başhekim tayin eden bir genel müdürle çalışmam...» şeklinde sarfettiği sözler, davacı SSK. Genel Müdürlüğünün (tüzel kişi-liğinin) kişilik haklarına saldırı teşkil eder mi?–
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Davacı kocanın başka bir kadınla yaşadığı ve ondan (Ç.İ.) isimli 12.4.2009 doğumlu bir de çocuğunun olduğu anlaşıldığından bu durumun davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 174/2. madde koşulları gerçekleşeceği,kusurlu olan diğer tarafın manevi tazminat olarak uygun bir tazminat ödemesi gerekeceği-
Mahkemece davacı kadına kusur olarak yüklenen evin damına çıkarak “ben H.'i bırakıyorum siz alın” şeklinde bağırdığına ilişkin vakıaya davalı erkek tarafından dayanılmadığından kusur belirlemesine esas alınmayacağı, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer vakıalara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu- Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığının, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın çok olduğu-
Davalı koca yanında davalı kadının da boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu, kocanın davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluştuğundan bahisle davalı-davacı kocanın boşanma davasının kabulüne karar verileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.