2. HD. 03.05.2018 T. E: 2016/15692, K: 6039-
Davalının davacılar hakkında görevi kötüye kullanma şüphesi ile şikayetçi olduğu, davalının şikayetine istinaden yapılan soruşturma neticesinde şikayetin yasal şartları taşımadığı değerlendirilerek işleme konulmamasına karar verildiği, davalı hakkında da, görevli memura direnme ve iftira eylemleri nedeniyle kamu davası açıldığı, üzerine atılı suçun şartlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verildiği ve kararın Yargıtayca onandığı anlaşıldığına göre, davalının vermiş olduğu şikayet dilekçesi de bir bütün olarak değerlendirildiğinde hak arama özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı-
Kişilik haklarına saldırının koşul ve kapsamının, M.Y.nın 24. maddesinde belirtildiği, Borçlar Yasasının 49. maddesinde ise saldırının varlığı halinde yaptırımının düzenleme altına alındığı, her iki maddenin temel öğesinin hukuka aykırılık olduğu, eylemin hukuka aykırılığının varlığı için öze ve biçime ilişkin koşulların irdelenmesinin gerekeceği, öze ilişkin koşulların; gerçeklik, güncellik ve kamu yararı olduğu, kamu yararı öğesinin, toplumsal ilgi olarak da tanımlanabileceği, biçime ilişkin koşulun ise, anlatımda ve konunun sergilenişindeki ölçülülük olduğu, davalı aleyhine tanıklık eden kişiler ile davalı arasında çeşitli idari, hukuki ve cezai davaların bulunması nedeni ile husumet olduğu, bu durumda bu tanık beyanlarına dayalı olarak hüküm kurmanın mümkün olmadığı-
Konusu ve içeriği hukuka aykırı olup aynı zamanda suç oluşturan sözlerin, yayın organı tarafından aynen yayımlanmış olmasının o yayını hukuka uygun hale getirmeyeceği ve yayımlayanları sorumluluktan kurtaramayacağı-
Yargı kararlarını uygulamamanın kişisel kusur oluşturacağı ve bu kararları uygulamayan kamu görevlilerinin zararın gerçekleşmesi halinde tazminatla sorumlu olacağı–
Basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemi-
Kişilik hakları ihlâlinde mahkemece “manevi tazminat”a hükmet-me yanında “karar özeti” nin de –aynı dergide– yayınlanmasına karar verilebileceği fakat “kararın gerekçe ve hüküm fıkrası”nın yayınlanmasına karar verilemeyeceği–
Terk sebebine dayanan boşanma davasında verilen tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, kesinleşmiş ve zina sebebine dayanarak açılan sonraki davadaki boşanma talebinin esası konusuz kalmış olup davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmasa bile, davacı davanın açıldığı tarih itibarıyla dava açmakta haklı ise, lehine vekalet ücreti dahil yargılama giderleri takdir edilmesi gerekeceği- Ergin olmayan çocuk için, annesinin “zina” eylemine dayanan manevi tazminat isteği ve ergin olan diğer çocuğun aynı gerekçe ve sebebe dayanan manevi tazminat isteğini inceleme görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu; davaya esasen asliye mahkemesince “aile mahkemesi” sıfatıyla bakıldığına göre, bu taleple ilgili nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilerek ayrı bir esasa kaydedilip, davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması gerektiği-
Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirtilen sorumluluğu genişletmek olanaksız olduğu gibi, yansıma yoluyla da manevi tazminat istenilemeyeceği-
Din Kültürü ve Ahlak B.si dersi öğretmeninin, dersin son 5-10 dakikasında öğrencileri C. namazına gitmeleri için abdest almaya gönderdiği, öğrencilerin dersten çıkmalarına izin verdiği iddiası ve başka iddialar nedeniyle bir öğrenci velisi tarafından verilen dilekçeler üzerine yapılan soruşturmada ve benzer konuda davacı hakkında yapılan başka bir soruşturmada öğrenciler ve öğretmenler tarafından iddiaların doğru olduğu yönünde bilgiler verildiği bu durumda gerçek bir olaydan yola çıkılarak eleştiri sınırlarının aşılmadan güncel bir olayın kamuoyuna açıklandığı, görünür gerçeğe uygun olan yayında kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.